LINK Genel Müdürü E. Tümay Köse: 'Üretimde farkımız, mühendislik bilgimiz'
1978 yılından beri inşaat sektöründe faaliyet gösteren LINK, bugün ‘mekanik’, ‘endüstriyel’, ‘inşaat’ ve ‘raylı sistem’ sektörlerinde yurtiçinde ve yurtdışında faaliyetlerini sürdürüyor. Firmanın Genel Müdürü E. Tümay Köse, Mayıs ayında yaptıkları yatırım ile Gebze’de yer alan 15.000 m2 kapalı alana sahip yeni genel merkezlerinde üretime başladıklarını belirtiyor. Köse ile Türkiye inşaat sektörü, LINK ve faaliyetleri hakkında konuştuk…
LINK, bağlantının olduğu her yerde mühendisliğini konuşturuyor
LINK, kurucusu Özkan Ünal’ın girişimi ile 1978 yılından beri inşaat sektöründe faaliyet gösteriyor. Türkiye inşaat sektörünün gelişmesiyle birlikte çelik dübel üretimi ile başlayan serüvenimiz, boru askı ve bağlantı sistemleri üretimimiz ile devam etti. Sahada gördüğümüz eksiklikler, mühendislerin talepleri ve inşaat sektörünün gelişimi, ürün grubumuzun bugünkü kapasitesine ulaşmasında büyük rol oynadı. 80’li yıllarda LINK olarak flanş profilleri üretmeye başladık. 90’lı yılların sonuna kadar bu iki ürün grubunda çalışmalarımızı sürdürdük. O yıllarda ülkemizde yüksek katlı yapılar popülerdi. Tesisatların dikey ve çok yüksek olması; titreşim, gürültü gibi bazı problemleri de yanında getirdi. 17 Ağustos depremi de, depremin binalar ve tesisat üzerindeki etkisi konusunu gündeme taşıdı. Bu unsurlar sonucunda; tesisatların deprem koruması, ses ve titreşim yalıtımı konuları ihtiyaç halini aldı ve bu alanda çalışmalarımıza hız verdik. Ses ve titreşim yalıtımı konusunda Portekizli Amorim firması ile bir işbirliğimiz zaten vardı. Bu işbirliğini geçen sene distribütörlükten ortaklığa çevirdik, ‘Amorlink’ adında bir ortak girişim firması kurduk ve ayrı bir şirket olarak Maltepe’de çalışmalarına devam ediyor. Amorlink, hem Amorim hem de LINK’in ürün satışını gerçekleştiriyor.
Esas konu, LINK’in özünü oluşturan mühendislik altyapısıyla çözümler üretmekten geçiyor. Yaptığımız iş ismimizle müstesna; bağlantı elemanları üretmek. LINK, bağlantının olduğu her yerde mühendislik bilgisini ortaya koyuyor. Üretimde farkımız, mühendislik bilgimizden kaynaklanıyor. Binaların kaba inşaatının içinde yapısal olmayan elemanların bağlantısı ile ilgili her noktada; yani tesisat ve cephe bağlantıları konusunda bağlantı elemanları üretiyoruz. Yapısal olmayan bağlantı elemanlarının hepsi, binanın değişik yüklerinde ve değişik koşulları altında çalışıyor. Dolayısıyla bunların bir mühendislik çalışmasıyla o koşullara uygun olup olmadığının kontrol edilmesi veya uygun bir şekilde yapıya yerleştirilmesi ile ilgili bir tasarım yapılması gerekiyor. Müteahhitlere bu desteği veriyoruz. O yüzden genel anlamda proje bazlı çalışan bir firmayız diyebilirim. Tabii dönem dönem know-how’ımızdan yönetici firmalar da yararlanıyor, binanın cepheye üretim yapan firmaları ile konsept üretim de gerçekleştirebiliyoruz. Özel çözümler gerektiği zaman konstrüktif; asma tavan, bölme gibi yapılar da üretiyoruz.
Yaptığımız iş; tasarlamak, üretmek ve sunmak
1 Mayıs 2014 yılında şu an bulunduğumuz tesise geçtik ve 15 Mayıs’ta üretime başladık. Biz LINK’in ‘Şampiyonlar Ligi’nde olması gerektiğine karar verdik ve konumlandırırken büyük düşündük. Rekabette “Ben nasıl farklılaşabilirim” mantığıyla hareket ettik. Ama maalesef ülkemizde rekabet edebilmek için “Nasıl ekonomikleştiririm?” mantığı var. Biz, bu mantığı gütmüyoruz. O yüzden böyle bir yatırım kararı aldık. Bulunduğumuz yer 19.000 m2, 15.000 m2’lik kapalı alanı var. Daha önce Kartal’da dağınık bir yapımız vardı, profesyonel lojistik depo şirketleri ile çalışıyorduk. Şimdi ise yönetim, üretim ve depo alanımız bir arada. Üretim ve yönetimin bir arada olması üreticilerin tercih ettiği bir şeydir. O pres sesini duymak çok güzel bir his, tüm birimler tek bir çatı altında.
Mevcut hatlarımızla Gebze’de yer alan tesisimizde üretime devam ediyoruz. Tek vardiyada yıllık 15.000 ton sac işleme kapasitemiz var. İhracatımızı ağırlıklı olarak; Rusya, Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler, İran, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuzey Afrika, Cezayir, Tunus, Bulgaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti ve Polonya bölgesine gerçekleştiriyoruz. Yurtdışında çalışan müteahhitlerimiz sayesinde de dünyanın birçok bölgesinde ürünlerimiz kullanılıyor. Sahada olmanın getirdiği avantajlar ile projelere özel çözümler de üretiyoruz. Sahada şantiyenin ihtiyacı olan, tasarlanarak çözülmesi gereken konular varsa yardımcı oluyoruz.
Üzerinde yoğunlaştığımız ürün grupları; mekanik tesisat grubu içerisinde boru-askı ve destek sistemleri, havalandırma sistemleri, sismik sistemler ve titreşim izolasyonu. Geliştirmekte olduğumuz iş kolları arasında ‘Prolink’ dediğimiz bir ürün grubumuz var. Konstrüktif malzemeler yani profiller ve bağlantı sistemleri, cephe bağlantı sistemleri, solar bağlantı sistemleri bu ürün grubu içinde yer alıyor.
Mekanik tesisat ürün grubunun yanında bir de endüstriyel ürün grubumuz var. Bu grupta, endüstriyel tesislerin proses hatlarında (kızgın buhar, kızgın yağ hatları gibi) özel mühendislik desteği (engineering support) gerekiyor. Dolayısıyla bunun için özel ürünlerin üretilmesi gerekliliği doğuyor. Özel ürünlere; boru askı sistemleri, yaylı destekler, yaylı askılar örnek verilebilir.
Mekanik tesisat ve endüstriyel alanda çalışmalarımız devam ederken fotovoltaik pazarda da bizim gibi firmalara ihtiyaç olduğunu gördük ve solar tarlalarda konstrüksiyonlar tasarlayıp üretmeye karar verdik. Nevşehir ve Aksaray’da yer alan tarlalarda uygulamalarımızı gerçekleştirdik. Bu sene solar tarafta uygulamalarımız daha da artacak gibi görünüyor. Mevcut yapımız içerisinde solar için özel bir hat kurduk. LINK markası altında ilerliyoruz. Yaptığımız iş, yine inşaat sektöründe olduğu gibi; tasarlamak, üretmek ve sunmak.
Yurtiçinde Ankara Bölge Müdürlüğümüz var. Yurtdışındaki faaliyetlerimizi ise genelde orada işbirliği yaptığımız firmalar aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Her ne kadar birçok bilgiyi ve tasarımı kendi bünyemizde yürütsek de lokal partnerlerin her zaman çok daha efektif sonuçlar verdiğini gördük. Çünkü pazarı daha iyi biliyorlar. İçinde bulunduğunuz ülkenin şartlarına göre hareket etmek durumundasınız. Yurtiçinde havalandırma ürün grubumuzda bayilik yapımız var. Türkiye’nin çeşitli bölgelerine yayılmış 14 tane bayimiz çalışmalarını sürdürüyor. Yurtdışında da havalandırma ürün grubumuzla ilgili bayilik yapımız var. Diğer taraftan da beraber çalıştığımız, işbirliği yaptığımız firmalar var. Bu firmaları seçmemizin sebebi, mühendislik kadrolarının olması ve belli bir yapıda şantiyede hizmet verebilecek olmaları. Beraber çalışacağımız firmaları seçerken bu özelliklere dikkat ediyor ve çok titiz davranıyoruz.
Ürünlerimiz, bakım ve servis hizmeti gerektirmeyen ürünler. Ayrıca ürünlerimiz sahada uygulanmadan önce ve uygulandıktan sonra süpervizörlük hizmeti de veriyoruz. Bizim için önemli olan, ürünlerimizin doğru yerde doğru şekilde kullanılması. Ürünün hangi projede kullanılacağından, doğru seçilip seçilmediğine kadar her şeyi irdeliyoruz. Çünkü mekanik tesisat, binanın kalbi. Binalar, sürekli hareket halinde ve genleşiyor. Bu genleşmeyi dikkate almadan yapılan uygulamalar; sızdırmalara, kaçaklara, tesisatın verimliliğinin düşmesine sebep olan ana unsurlardır. Mesela evlerinizde duvarlardaki kabarmalar, genleşmenin dikkate alınmadan bağlantı yapılması ile oluşur. Yatırımcıların en başta bu konuları düşünmesi gerekiyor. Çünkü bunlar sonradan düzeltilmesi veya değiştirilmesi zor işler.
Kendi standardımızı ihraç edersek fark yaratabiliriz
45 kişilik mühendis kadrosu ile çalışıyoruz. Satış ve proje ekibimizin tamamı mühendis. Bağlantı elemanları, daha çok sahada gerçekleştirilen uygulamalar olduğu için sahada olduğumuz zaman şantiye mühendislerimiz ile beraber işimizin doğası gereği çözüm üretmemiz gerekiyor. Ne yazık ki bir şartname olmaması, bu konuda bazı sıkıntılara sebep olabiliyor. Ülkemizin en önemli eksiklikleri arasında, bir işin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili standartların bulunmaması var. Bu konu, bizim bu kadar işin içine dahil olmamızın en büyük sebepleri arasında. Genel anlamda kabul edilmiş herhangi bir şartname, bir standardın olmayışı hava kanalı, destek konusunda, bizi ister istemez ürünle beraber sahada olmaya itiyor. Son dönemlerde şartname çalışmaları yapılıyor. Elbette bir yerden başlanması önemli ama çalışmanın daha detaylı olması ve birtakım yaptırımlar içermesi gerekiyor. Belirlenen standartlara uygunluğun bir kurum tarafından test edilmesi gerekiyor.
Şu konunun altını çizmek istiyorum, ülkemizde ‘Daha farklı nasıl olabilirim?’ sorusu sorulmuyor. Çünkü Türkiye şartlarına göre hareket etmek istediğiniz zaman uluslararası pazarda yer alamıyorsunuz, uluslararası pazarda yer almaya çalıştığınız zaman ise Türkiye’de iş almak zorlaşıyor. İki arada bir derede kalıyoruz ne yazık ki. Bir ülkenin şartları, diğer bütün ülkelerde geçerli olacak ki, gittiğimiz yere göre kabuk değiştirmek zorunda kalmayalım. Mecburen Avrupa’nın EN normlarını ve Amerika’nın ASTM standartlarını esas alıyoruz. Türkiye yapı sektöründe projelendirmeye yeterince zaman ayrılmıyor; çok aceleci davranıyoruz. Bu süreç içinde sorunları hep sahada çözmeye çalışıyoruz. Burada çok kritik bir nokta ortaya çıkıyor; ‘nitelikli iş gücü’. İşçiliğin kalitesinin bir sertifikası, belgesi yok. Bunlar hep olması gereken şartlar. Mimar ve tasarımcı ortaya koyduğu projenin şartnamesinde bunlara değinirse, evet bu ülkede bir şeyler düzelir. Eğer yapısal olarak bir sektörün şekillendirilmesi gerekiyorsa, bunun devlet teşvikiyle gerçekleştirilmesi çok daha faydalı olacaktır. Bugün baktığınızda kamu yatırımları hâlâ çok önemli bir hacim kaplıyor. Kamu yatırımlarında denetimler yapılırsa, yapılan denetimler denetlenirse, işte o zaman bir alışkanlık olacak ve diğer segmentlere de yayılacaktır diye düşünüyorum. Biz de üreticiler olarak bir araya gelmeli, şartları oluşturmalıyız ama bizi bu şartlara uymaya teşvik edecek yaptırımların da olması gerektiği kanısındayım. Çünkü bir iş doğru yapıldığında fayda sağlar.
Bununla birlikte sektördeki olumlu gelişmeleri de unutmamak gerek. 12 senedir sektörde bilfiil çalışıyorum, sektör iyileşiyor tabii ki. Başlangıç noktamızla şimdiki durumumuz arasında ciddi anlamda farklar var. İlerliyoruz ama hızlanmamız gerekiyor. Yapısal olarak hareketliyiz evet, ama ülke stratejisi ve politikası olarak TSE’nin kalkındırılmasının gerektiğine inanıyorum. İhracatımızı artıralım diyoruz; kendi standardımızı oluşturur, bu standarda göre üretim yapar, hem ürünlerimizi hem de standardımızı ihraç edersek, işte o zaman fark yaratabiliriz. Talep de bu standarda göre oluşursa, o zaman biz üreticilere ve sanayicilere çok ciddi anlamda büyük bir pazar açılmış olur.
Ticari pazar ile profesyonel pazarın birbirinden ayrılması gerekiyor
Sektörün segmente edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani ticari pazar ile profesyonel pazarın birbirinden ayrılması gerekiyor. Yurtdışında da bu şekilde. Ticari binada, yapılan binanın fonksiyonu ticari amaçlıdır. Yani ticari binalarda teknik konular biraz daha ikinci planda kalır. Profesyonel pazar ise fonksiyona göre yapılan binalardan oluşur. Hastaneler, oteller, rezidanslar, üniversite binaları, fabrikalar gibi sürekli kullanılan binalar profesyonel pazarı oluşturur. Bu ayrım yapıldığı zaman; profesyonel bina tasarımcısı, müteahhidi, uygulamacısı, tedarikçisi, üreticisi, bütün kırılımlar ayrıldığı zaman rekabet koşulları da daha net şekillenecektir. Profesyonel pazarda iş yapan bir müteahhidin bünyesinde çalıştıracağı mühendis sayısı ile ticari pazarda iş yapan bir müteahhidin çalıştıracağı mühendis sayısı veya şantiye ekibi farklıdır. Profesyonel pazarda çalışan mühendis sayısı daha fazladır çünkü uygulama farklıdır. Bir hastanenin, bir ameliyathanenin iklimlendirmesi ve koşullandırması bir konut binasınınkinden farklıdır. Dolayısıyla ticari ve profesyonel pazarın aynı kulvarda rekabet etmesinin doğru olmadığı kanısındayım. Çoğunlukla ticari tarafta iş yapan bir müteahhidin, profesyonel tarafa teklif vermesi, haksız rekabete sebep oluyor ve pazarın formunu bozuyor. Hepimiz bu durumdan şikâyetçiyiz. Bu şartların iyi belirlenmesi gerekiyor. Bir segmentasyonun yapılması ve bu segmentasyona göre şartların belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz LINK olarak, profesyonel pazarda kullanılacak ürünler üretiyoruz. Bu ürünlerimizi, ticari pazarda sunduğumuzda karşılık bulmak elbette zorlaşıyor.
Nitelikli projelerle nitelikli binalar kazandırmaya devam ediyoruz
Türkiye’nin ve bölgenin neredeyse tüm önemli projelerine çözüm sağladık. Gün geçtikçe büyümeye, ülkemize ve bölgeye nitelikli projelerle nitelikli binalar kazandırmaya devam ediyoruz. Avrasya Tüp Geçit projesinin hem mekanik hem sismik danışmanlığı tarafımızdan sağlanıyor. Önce danışmanlık yapıyoruz; tasarım aşamasından itibaren tüp geçitte bağlanılacak her türlü yapısal olmayan elemanın depreme karşı dayanaklılığının tasarımını yapıp, nasıl bağlanması gerektiği ile ilgili önerilerde bulunuyoruz. Geçen sene yer aldığımız önemli projelerden biri, Irak’ta yer alan petrol boru hattının 42” çapındaki borularının genleşmesi dikkate alınarak kayar yataklarla mesnetlenmesi işiydi. Ayrıca Tuzla’da İş Gayrimenkul, Çiftçi Tower, Palladium, Rönesans Tower referanslarımız arasında. Yüksek katlı binalarda tercih ediliyoruz. Çünkü yapılar yükseldikçe, binalar çok fonksiyonlu olunca ihtiyaçlar da değişiyor, tesisatın veya binanın koşulları da değişkenlik gösteriyor. Ataşehir’in Finanspark bölgesinde yapılan projelerde yüksek katlı yapılar çoğunlukta. Yüksek katlı yapılarda tesisatın dikey olarak üst katlara taşınması önemli bir konu. Çünkü binada hem ısıl genleşmeler olacak hem de bina yüksek katlı olduğu için çok uzun bir hat olacak. Yüksek katlı binalar, rüzgâr yükleri farklı olduğu için yaşadığımız konutlardan daha fazla hareket ediyor. Dolayısıyla bu unsurları dikkate alarak şaftların yerleştirilmesi ile ilgili özel uygulamalar yapıyoruz. Özel uygulamaların ürünleri de özel olarak tasarlanıyor. Önceden tasarlanıp sonra yerinde uygulanan ürünler oluyor. Bunlar bizim için çok özel projeler. Konsept projeler, konsept yapılar son zamanlarda gündemde. Eğer iş merkezi, otel, konut hepsi bir arada bir yapıysa evet ürünlerimiz kullanılıyor. Ürünlerimizin kullanılabilmesi için merkezi ısıtma-soğutma ve havalandırma tesisatının olması gerekiyor.
Gidişat iyi yönde
2014, çok dalgalı bir yıl olmasına rağmen biz yaklaşık olarak % 20 oranında bir büyüme gerçekleştirdik. 2015 yılı için daha çok büyüme öngörüyoruz. Çünkü sektör büyüyor. LINK sadece Türkiye’de değil, çevre ülkelerde de büyüyor. Tabii biz kendi planlarımıza ve organizasyonumuza göre büyüme hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz ama durumlar ne gösterir, ülke şartları ne olur bilemiyoruz. Yaşanan ekonomik dalgalanmalar, sektörün yatırım konusuna daha temkinli yaklaşmasına sebep oluyor. Öngöremiyoruz ama gidişatımızın çok iyi yönde olduğunu söyleyebilirim.