'İşimiz, hayati önem arz ettiğinden çok ciddi bir sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi gerektiriyor'
Yaptığımız işin her zaman arkasındayız
Rotek Enerji ve Baca Sistemleri 1993 yılında kuruldu. Kuruluşumuzdan önce de yabancı bir markanın parçalarını getiriyor, montajını yapıyor ve Türkiye'de satışını gerçekleştiriyorduk. Yani baca, yabancı olduğumuz bir konu değildi. Ülkemizdeki ekonomik koşullar doğalgaz yatırımlarında tasarrufa yönlendirdiğinden ithal bacanın maliyetleri sebebiyle tercih edilmeleri azalınca imalata karar verdik ve Rotek'i kurduk. Bu güne kadar da yaptığımız tüm işlerde ürün satışına değil işin mühendislik kısmına odaklandık. Başarımızı da bu mantıkla çalışmaya borçluyuz. Projelere en uygun sistem ne ise onu bularak sıfırdan imalatını gerçekleştiriyoruz. Elbette ülkemizde kaliteli ve doğru hizmet veren tüm firmaların yaşadığı ortak bir sıkıntıyı bizler de yaşadık. İnsanlara ilk zamanlarda yaptığımız iş maliyet olarak daha fazla gibi göründü. Bu işin sadece ürün satmayı değil, çözüm sunmayı gerektirdiğini, kalitenin ve güvenilirliğin önemini anlatmak için çok yoğun çaba harcadık. Bugün de bu çabanın karşılığını alıyoruz. Yaptığımız her işin her zaman arkasındayız ve şimdiye dek herhangi bir sorunla karşılaşmadık. Bu da bizim için büyük bir gurur kaynağı..
Yurtdışı temsilciliklerimizi oluşturmayı hedefliyoruzYaklaşık 20 ülkeye ihracat yapıyoruz. Genellikle yurtdışında iş yapan Türk firmalar aracılığı ile ihracatlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında Rotek olarak bazı projeler için doğrudan ihracat da yapabiliyoruz. Mesela İngiltere'de bulunan West Minister Bridge Otel'in bacaları bize ait ve proje bitmek üzere. Romanya'da Monaco Towers'ı yaptık. Bunlar hep doğrudan ihracat yaptığımız projeler ve son zamanlarda bunlar büyük ölçüde arttı. Buna paralel olarak yurtdışına direkt çalışabilmeye odaklandık. Bu anlamda yurtdışı fuarlar bizim için çok büyük önem taşıyor. Kendimizi dış pazarda tanıtmak için fuarların çok büyük bir fırsat yarattığını düşünüyorum. Bu nedenle yurtdışındaki fuarları çok iyi takip ediyoruz. Bunun ardından yurtdışı temsilciliklerimizi oluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca yabancı sektörel yayınlarla reklam çalışmalarına da başlayacağız.
Patentini aldığımız çok sayıda ürün bulunuyor
Rotek olarak kazan bacaları, prefabrik metal bacalar imal ediyoruz. Mutfaklarda kullanılan davlumbaz bacaları ve hatları, egzoz hatları, kendi kendini taşıyabilen sanayi bacaları, endüstriyel kullanım içlin kendinden flanşlı paslanmaz çelik bacalar, borular üretiyoruz. Bu hatlar aynı zamanda havalandırma sistemlerinde de kullanılabiliyor. Bunların dışında çamaşır ve çöp atma kanalları imal ediyoruz. Özellikle büyük oteller ve lüks konutlarda bu ürünlerimiz tercih ediliyor. Ayrıca baca ile ilgili otomasyon sistemleri kuruyoruz. Bu sistem baca fanı, kontrol sistemi ve basınç sensöründen oluşuyor. Yine baca ile ilgili tüm aksesuarları da kurabiliyoruz. Ancak bunların tamamının üretimi bize ait değil. Bazı parçaları üretiyoruz, bazılarını ise yurtdışından temin ediyoruz. İmalatını gerçekleştirdiğimiz ürünler arasında patentini aldıklarımız da bulunuyor. Prefabrik bacalarda kullandığımız birçok detay parça da yine patentimiz altında. Konik geçme bacalar ve çöp atma kanallarında da patentimiz bulunuyor. Benzeri olmayan çöp seperatörü patentimiz de bulunuyor. Atılacak çöpün cinsine göre en alt katta bulunan seperatör dönerek çöpleri ayrıştırıp istediğimiz kutulara atıyor.
Yurtdışında tercih edilmemizin sebebi "anahtar teslim" iş yapıyor olmamız
Avrupa'da ortalama 500 tane baca firması bulunuyor, ancak montajı üstlenmiyorlar. Montajı, bu alanda uzmanlaşmış montaj firmaları yapıyor. Türkiye'de biz anahtar teslim işler yapıyoruz. Yani üretimi de montajı da projelendirmesi de bize ait. Dolayısıyla büyük bir avantaj sunmuş oluyoruz. Bizim Avrupa'da aldığımız işlerde de böyle çalışıyoruz. Bu nedenle de ana firmalar bizimle çalışmaktan çok memnun kalıyorlar. Bildiğiniz üzere Avrupa'da bir işi alabilmek için işi gerçekten çok iyi yapıyor olmanız, belli standartlar dahilinde üretim yapmanız gerekli. Bizim yurtdışında gerçekleştirdiğimiz proje sayısının fazlalığı, aynı zamanda kalitemizin de göstergelerinden biri. Proje grubumuz çok kuvvetli. 7 mühendis arkadaşımız bulunuyor. Projelerde konuya tam anlamıyla hakim olabiliyoruz. Montaja göre projelendirme yapabildiğimiz için olası sorunları önleyebiliyoruz. Buradan saha sorumlularımızı gönderiyoruz ve gerekli ölçümleri yaptırıp montaj yerini tespit ediyoruz. Ardından işin projelendirme ve imalat aşamalarını tamamlıyoruz. Daha sonra da sorunsuz bir şekilde montajını gerçekleştiriyoruz. Projenin en başından işe dahil olmak, projede sorun çıkmasını büyük ölçüde engelliyor. Türkiye'de en çok sıkıntı çekilen nokta da burası zaten. Baca işi sadece baca ve ilgili ekipmanlarını üretmek, satmakla bitmiyor. Bunun bir mühendislik işi olduğuna inanıyoruz. Biz bu düşünceyle hareket ettiğimiz için kadromuzu da bu şekilde oluşturduk. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bunun bize maliyeti biraz daha yüksek oluyor ama yaptığımız her iş için içimiz çok rahat.
Çok sayıda projede Rotek imzası var
Ürünlerimiz Sabiha Gökçen Havaalanı'nda, Mardan Otel'de, Taksim Hyatt Otel'de, İzmir Adnan Menderes Havaalanı'nda, Antalya Havaalanı'nda, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde, Botaş'ın Bakü-Ceyhan Boru Hattı İstasyonları'nda, Mısır'daki Kahire Havaalanı'nda, GürcistanTiflis Havaalanı'nda, Kazakistan'da bulunan Astana Üniversitesi'nde kullanıldı. Bunun dışında çok sayıda projede de ürünlerimiz tercih edildi.
Artık CE belgesi olmayan ürünlerin satışı yasak
Türkiye'de şimdilik 25 bayimiz bulunuyor. Hedefimiz bayi sayımızı 30'a yükseltmek. Bunu yaparken, bayilerimizi bizi temsil edebilecek donanıma ve kaliteye ulaştırmayı da istiyoruz. Çünkü, faaliyet gösterdikleri bölgelerde bayilerimiz Rotek oluyor. Bayi teşkilatımızı kurma sürecimiz çok yeni sayılır. Bayi yapılanmamızı belgelendirmelerin başladığı dönemde oluşturmaya başladık. Bize yakışır bir bayilik sistemi oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Bayilerimize ayrıca eğitimler de veriyoruz. Önümüzdeki günlerde tüm bayilerimiz için büyük bir bayi toplantısı düzenleyeceğiz. Bu toplantıları sürekli hale getirmek de planlarımız arasında. İşimiz, hayati önem arz ettiğinden çok ciddi bir sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi gerektiriyor. Zaten CE belgelendirmesinin asıl hedefi de bu. CE, yaptığınız işin arkasında durmayı zorunlu hale getiriyor. Bu nedenle CE belgesinin zorunlu hale gelmesiyle birlikte pazarda baca işi ile uğraşanların neredeyse yarısı elendi. Bu konudaki denetlemeleri de T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü'nün ilgili denetleme birimleri gerçekleştiriyor. Artık CE belgeli olmayan ürünlerin satışı yasaklandı. Bundan sonraki denetlemelerde de CE sertifikası olmayan ürünleri satan firmalar için cezai uygulamalar başlayacak.
Kazaların çoğu tedbirsizlikten kaynaklanıyor
Özellikle doğalgazlı sistemlerde bacaya önem veriliyor ama doğalgaz dışındaki sistemler için ne yazık ki aynı hassasiyet söz konusu değil. İstanbul'da doğalgaz tesisatı olan bir yere baca yapmaya kalkarsanız, İGDAŞ baca projesini alıp inceliyor, onaylıyor ve sonra gaz açılıyor. Bunun belli bir prosedürü var. Fakat fuel-oil, odun ya da kömür yakılan yerler için ya da şömineler için böyle bir durum söz konusu değil. Zaten zehirlenmelerin çoğu da buradaki tedbirsizlikten kaynaklanıyor. Özellikle şömineler ciddi bir sorun. Genellikle iki ya da üç tane açık tip şömineyi aynı bacaya bağlıyorlar ki bu çok büyük bir hata. Şömineler konusunda yeni yapılan binalarda inşaat firmaları gereken hassasiyeti gösteriyorlar ama mevcut binalarda şömine bacalarının kontrol edilmesi şart. Doğalgaz kullanılacak yeni binalarda bacayı projelendirdiğimiz için sorun yaşamıyoruz. Mevcut binaların doğalgaza geçişinde ise mevcut bacanın içinden geçebilecek şekilde paslanmaz çelik bacalar yapıyoruz.
Bacalar çok küçük çekişlerle çalışan sistemlerdir. Her türlü dış faktör, baca çekişini etkiler. Bu faktörlerin en büyüğü rüzgar. Ayrıca paralel iki bacadan birinde oluşan en küçük çatlak, diğer bacayı da etkiler. Baca gazının evlerin içine dağılmasının en büyük sebebi, evin içinde oluşan negatif basınç. Mesela klima kullanılıyorsa, farklı bir çekiş söz konusuysa bacaya gitmesi gereken havayı çekebiliyor. Özellikle şöminelerin kullanıldığı yerlerde farklı bir basınç alanı yaratacak fanlı sistemlerin kesinlikle bulunmaması gerekiyor. İkinci olasılık ise dışarıdan ters tepme olması. Bu durumda atılması gereken atık hava dışarı çıkamıyor ve geri tepiyor. Zaten kazaların ve ölümlerin çoğu bundan kaynaklanıyor. Bu nedenle en büyük arzumuz işe proje aşamasından itibaren dahil olmak ve gereken tüm tedbirleri alarak olası kazaların önüne geçmek.
BACADER Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Gök:
Türkiye'de artık "bacacılık" diye bir meslek tanımı var
Bacader Türkiye'deki ihtiyaçtan doğdu. Biz bir güç birliği olması gerektiğine inanıyorduk. En son TS 1856-1 standardı yürürlüğe girdikten sonra bu konunun daha ciddi olarak ele alınması gerektiği konusunda yedi firma bir araya geldik. 2006 yılının sonunda BACADER kuruldu. Bu yedi firma; Rotek, Schidel, Atlas Baca, Baca Market, Ekol, DBS, ve Eraslan'dı. İlk amacımız, TS 1856-1 standardının uygulanmasını sağlamak üzere çalışmalar yapmak, gerekli eğitimleri vermek ve özellikle de firmaların bu standarda sıcak bakmasını sağlamaktı. Kendi içimizde kurallarımızı belirledik. Üyelerimiz için ilk yılın sonunda standarda uymak üzere çalışmalara başlamış olma zorunluluğu getirdik. Yeni üyelerimizi de bu konuda yönlendirdik. Derneğimizin bugün 16 üyesi var. Ama derneğe üye olmak üzere başvurular devam ediyor. Bugün BACADER'in tüm üyeleri belgeli.
İGDAŞ verilerine göre tesisat kaynaklı kazaların % 75'inin sebebi baca...
Dernek olarak şimdiye kadar birçok eğitim gerçekleştirdik. Çeşitli platformlarda özel dersler de verdik. Çok sayıda komisyonda ve teknik çalışmalarda bulunduk. Türkiye'de "Bacacı" diye bir meslek tanımı yoktu. Bu tanımlamayı getirdik. Bu çok yeni çalışmalarımızdan biri. Artık Türkiye'de "Bacacı" bir meslek olarak kabul edilecek, yeni bir iş sahası olarak binlerce gence iş imkanı sunacak. MYK (Mesleki Yeterlilik Kurulu), GAZBİR ortak olarak 11 meslek tanımı yaptılar. Bunların arasında "Bacacı" da bulunuyor. Bacacı konusunda BACADER olarak bizler görev aldık. Bir eğitim programı oluşturduk, MYK' ya sunduk. İlgili birimlerden onay alındı. Bu günlerde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek. Bu tanım, bacacı seviye 3 ve seviye 4 olmak üzere iki seviyede bacacılığı içeriyor. Seviye 3 baca montajlarını yapabilecek işçileri tanımlıyor. Onlar belli bir eğitimden geçirilip sertifikalandırılacak ve mesleklerini yapabilecekler. Seviye 4 bacacılar ise teknik elemanlar olacaklar. Onlar da seviye 3 bacacıların denetlenmesinden ve montajdan sonraki periyodik bakımlardan sorumlu teknikerler olarak mesleklerini yapacaklar. Elbette onların da geçeceği bir eğitim ve sertifikasyon süreci olacak. Bu eğitimler için ders programları oluşturuluyor. Bu konudaki tüm çalışmalarda BACADER olarak yer alacağız. Bir de planlanan seviye 5 var ki onlar bu işin mühendislik tarafını yürütecekler. Onlar için üniversitelerde bölüm açılması düşünülüyor. Bu da gerçekleştirildiğinde halkalar birbirini tamamlamış olacak. Böylece çok sağlıklı bacalar yapılacak ve kazaların sayısında ciddi oranda düşüş sağlanacak. Bugün İGDAŞ verilerine göre tesisat kaynaklı kazaların % 75'inin sebebi baca... Baca konusu, çok yakın bir zamana kadar ciddi bir kalem olarak değerlendirilmiyordu. Ancak özellikle yakın zamanda Ankara'da gerçekleşen ve 7 gencin ölümüne sebep olan kaza sonrasında bacanın ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Bizler de GAZBİR, İGDAŞ ve BACADER olarak bir araya gelerek halkı bilinçlendirmek üzere 10'dan fazla seminer gerçekleştirdik. Bu seminerlere önümüzdeki günlerde de devam etmeyi planlıyoruz.
Projelerde yazılanlar ile uygulamalar ne yazık ki birbirini tutmuyor
Sıkça karşılaştığımız sorunlardan biri de projeler ile uygulamaların birbirini tutmaması. Yani onay alabilmek için projeler doğru şekilde çiziliyor ama uygulama, projede belirtildiği gibi gerçekleştirilmiyor. Bizim ortadan kalkmasını istediğimiz bir sorun bu. Projeler sadece ruhsatı onaylatmak için yapılmamalı. Bu konudaki denetlemelerin de gerektiği gibi yapılmasından yanayım. BACADER olarak bu konudaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bacaların standartlara uygun yapılmamasının faturasını da ne yazık ki bizler ödüyoruz. Baca bile denemeyecek boşluklara bağlanan sistemler ne yazık ki kötü bir sistemmiş gibi algılanıyor ve hermetik sistemler öne çıkarılıyor. Baca sistemlerine tam hakim olunmadığı için çok kolaylıkla çözüme kavuşacak yerlerde sorunu kökten çözümlüyoruz diye hermetik sisteme geçirip bacayı en yakın duvardan dışarı atıyorlar. Burada iki şey yapılabilir: Birincisi, bacalı sisteme uygun standartlara sahip bir baca uygulaması ile kesin çözüm. İkincisi ise hermetik yapılacaksa bile her kattaki hermetik bacalarını tek bir ana bacada birleştirip çatıdan dumanı atarak insan ve çevre sağlığını koruyabiliriz. Baca her şeyden önce enerji verimliliğini artıran bir sistemdir. Mesela kullanılan kazan ne kadar verimli olursa olsun baca kötüyse o kazanın maksimum verimde çalışması mümkün değildir. Tüm bu faktörleri dikkate aldığınızda bacanın önemi de ortaya çıkıyor. Dernek olarak imar yönetmelikleri üzerinde duruyoruz. Pilot proje olarak Bursa imar yönetmeliklerini aldık, revizyonlarını yaptık ve uygulamaya geçmesini bekliyoruz. Uygulama sonrasında alacağımız geri dönüşlerle diğer bölgelerdeki imar yönetmeliklerine nasıl müdahale edeceğimizi, nelere dikkat etmemiz gerektiğini gözlemleyeceğiz.