“Endüstriyel tip yerden ısıtma uygulamalarında da söz sahibi olmayı hedefliyoruz”

FRÄNKISCHE Türkiye Polimer Ticaret Limited Şirketi Teknik Müdürü Yoni Altaras
1906 yılında Almanya’nın Schweinfurt şehrinde kurulan, bina tekniği, drenaj, elektrik ve endüstriyel uygulamalar için koruge boru sistemlerinin tasarım, üretim ve pazarlamasını yapan Fränkische, günümüzde 3 bin 200’ü aşkın çalışanı, 22 ülkedeki tesisleriyle faaliyetlerini sürdürüyor. Firma faaliyetlerini küreselde Drenaj Sistemleri, Elektrik Sistemleri, Bina Tekniği, Endüstri Sistemleri olarak bölümlendirmiş. Ülkemizde aktif olan Bina Tekniği Bölümü’nde, ağırlıklı olarak bina içi mekanik tesisatla ilgili yerden ısıtma-serinletme ile radyatör, temiz su, ısıtma, kontrollü konut havalandırması ve merkezi toz emme sistemleri piyasaya sunuluyor. Türkiye’deki faaliyetlerine 2014 yılında başlayan FRÄNKISCHE’nin küresel ve ülkemizdeki çalışmalarını FRÄNKISCHE Türkiye Polimer Ticaret Limited Şirketi Teknik Müdürü Yoni Altaras anlattı…
İlk esnek metal boru ve ilk kesintisiz üretilen koruge PVC borunun mucidi FRÄNKISCHE
FRÄNKISCHE 1906 yılında Almanya Schweinfurt’ta kuruldu. Schweinfurt’taki boru fabrikası 1911 yılında bir yangında tamamen tahrip oldu ve FRÄNKISCHE, 1912 yılında günümüzde de şirket merkezine ev sahipliği yapan Bavyera eyaletindeki Königsberg bölgesine taşındı. FRÄNKISCHE faaliyetlerine önce metal hammadde ile başladı. II. Dünya Savaşı döneminde şirketin başında Almanya’da kimya eğitimi gören ve doktor ünvanı alan ilk kadınlardan biri olan Dr. Auguste Kirchner bulunuyordu. FRÄNKISCHE, onun tecrübesinden yararlanarak metalden plastiğe yöneldi ve uzmanlık alanını plastik malzemeler üzerine geliştirdi. Bu karar FRÄNKISCHE’nin başarılı geleceğinin yolunu açtı. Firma ilk başlarda metal malzemelerden mamül kablo koruma borularını, yani açıkta veya şap altında giden kabloları koruyan kanalları üretiyordu. Sonra Dr. Auguste Kirchner’in plastiğe dönüşüyle beraber, bu ürünleri plastik hammaddeden üretmeye başladı. 1950’li yıllarda FRÄNKISCHE çeşitli inovasyonlara imza attı ve önce elektrik tesisatında kullanılmak üzere ilk esnek metal boruyu, sonra da plastikten mamül ilk koruge PVC boruyu icat etti. Bu alanda önemli yol aldı ve Know-How kazandı. 1961 yılında ise dünya çapında sonsuz olarak üretilebilen ilk plastik koruge drenaj borularını geliştirdi. Bu gelişmelerden sonra FRÄNKISCHE, altyapı departmanını genişletti ve yağmur suyu altyapısı, atıksu, toprak altı kablo koruma gibi uygulamalara adım attı. FRÄNKISCHE bugün Avrupa ve dünya pazarında ağırlıklı olarak yağmur suyunun bir yerden bir yere taşınması, temizlenmesi, depolanması, yeraltı kaynaklarına daha kontrollü ve emniyetli olarak verilmesi, mevcut şehir şebekelerinin üzerindeki yükü azaltmak üzere bir konseptin geliştirilmesiyle ilgili çok önemli bir yere sahip.
FRÄNKISCHE 1970’li yıllarda plastik üzerine kazandığı uzmanlığı, bina içi sistemlerde kullanmak üzere çalışmaya başladı. Bu alanda öncelikle bugün bizim Türkiye’de de piyasaya sürdüğümüz çok katmanlı kompozit boru diye tabir edilen beş katmanlı bir boru üretti. Bu malzemeyi ısıtma tesisatında ve sıhhi tesisatta, kazan dairesinden son temiz su armatürüne veya son radyatöre kadar kullanıyoruz. Bu borular, 16’lık çaptan başlıyor 75’lik çapa kadar çıkıyor. Bu boruların birbirine bağlantısı bugün Avrupa’da en yaygın şekilde kullanılan radyal pres esasına göre çalışan fittingler ile gerçekleştiriliyor. Bu ürün grubunda firmamız özellikle Almanya’da ve Avrupa’da önemli bir pazar payına sahip.
FRÄNKISCHE bir sonraki aşamada Türkiye’de de çok yaygın olarak kullanılan PE-X, çapraz bağlı polietilen boruların üretimine başladı. Bina Tekniği bölümümüz altında sunduğumuz tüm borularımızı bugün Königsberg’de yer alan fabrikamızda üretiyoruz.
FRÄNKISCHE, Türkiye’ye FRÄNKISCHE Turkey Polimer Tic. Ltd. Şti. olarak 2014 yılının Temmuz ayında geldi. 10 kişilik bir ekip olarak çalışmalarımıza başladık, şu an İstanbul Merkez, Ankara ve İzmir’de toplam 13 kişilik bir ekibiz. Bu ekibin içinde yönetim, satış, teknik planlama, pazarlama ve lojistik olmak üzere departmanlarımız mevcut. Tüm Türkiye’ye yayılmış bir bayi yapımız var ve Tuzla Orhanlı’da yer alan depo organizasyonumuz ile faaliyet gösteriyoruz.
FRÄNKISCHE’nin yenilikçi sistem çözümleri
Bina tekniği için yenilikçi sistem çözümlerimizi; “Kontrollü Konut Havalandırması”, “Kullanım Suyu ve Isıtma Tesisatları”, “Yerden Isıtma ve Serinletme” ve “Merkezi Toz Emme Sistemleri” olarak sıralayabiliriz.
Kontrollü konut havalandırması, Türkiye pazarında bugün bir nişe hitap eden, fakat orta vadede çok yaygınlaşacağını düşündüğümüz bir konsept aslında. Enerji verimliliği ve dolayısıyla yalıtımın ön plana çıkmasıyla, konutların giderek iyileşen izolasyon imkânlarıyla beraber olabildiğince yüksek hava sızdırmazlığına sahip şekilde üretilmesi ile birlikte binaların kontrolsüz olarak taze hava alma imkânları azaldı ve bilindiği gibi bina içinde sağlıklı bir yaşam için taze havaya ihtiyacımız var. Bu sefer de içerideki taze hava ihtiyacının karşılanması konusu ortaya çıkıyor. Taze hava ihtiyacını karşılamak için bulunduğumuz ortamdaki camı açabiliriz, fakat bu içeride tutmak istediğimiz enerjinin dışarıya kaçması veya dışarıdaki kötü kokuların ve gürültünün içeri girmesiyle sonuçlanır. Veya zorlu kış koşullarında, gece uyurken içerideki karbondioksit oranının en çok arttığı saatlerde bulunduğumuz odada camı açma gibi bir imkânımız olmuyor. Bu bizim içerideki yaşam konforumuzu olumsuz etkileyen unsurlardan biri. Bununla beraber örneğin tatil bölgelerinde uzun süre kapalı kalan konutlar da olabiliyor, oralarda özellikle de bodrum katlarda havalandırma olmamasından dolayı rutubet, kötü koku, küf ve mantar oluşumu gözlemlenebiliyor. Enerji verimliliğini olumsuz etkilemeden bunun önüne geçmek için Avrupa’da uzun yıllardır “Kontrollü Konut Havalandırması” konsepti kullanılıyor. Bu konsept, özellikle kuzey ülkelerindeki soğuk iklim koşullarından ötürü ortaya çıkmış ve başta pasif evlerde olmak üzere enerji verimli tüm yeni yapılarda kullanılıyor. Sistemin esası fan destekli bir ısı geri kazanımlı havalandırma cihazı vasıtasıyla, yaşam mahallerine taze hava üflemek, kullanılmış atık havayı ise banyo ve mutfak gibi mahallerden emerek dışarıya göndermeye dayanıyor. Ve hatta içeriye alınan taze havayı öncelikle toprak altına döşenen borulardan oluşan bir hava-toprak ısı değiştiricisi üzerinden getirerek sistemin verimliliğini daha artırmak da mümkün. Dışarıdan alınan hava, kışın ek bir ısı geri kazanımı için dışarı atılan egzozla karışmadan çarpıştırılıyor ve enerji verimliliği artırılıyor. Bu üflemeyi veya emişi kontrollü olarak yaptığımız için sisteme kontrollü konut havalandırması diyoruz. Biz FRÄNKISCHE olarak bu sistemin cihaz, hava emiş/üfleme kanalları ve dekoratif menfezleriyle ilgili faaliyet gösteriyoruz. Yani ısı geri kazanım cihazından içerideki tüm odalara kadar boruların getirilmesi ve menfezlerle içeri dağıtılmasını gerçekleştiriyoruz. Ben buna “mobil sistem havalandırma tesisatı” da diyorum. Tıpkı radyatör tesisatında boruların kolektörler üzerinden odalarda bulunan radyatörlere ayrı ayrı götürülmesi gibi, biz de emiş ve üfleme kolektörlerinden menfezlere ayrı ayrı borular getiriyoruz. Borularımız uzmanı olduğumuz koruge tip borular, iç yüzeyleri pürüzsüz ve antistatik/antimikrobiyel bir kaplamaya sahip. Cihaz tarafında ise bünyemize katmış olduğumuz havalandırma cihazları üreten Frankfurt merkezli bir firmamız olmasına rağmen, biz Türkiye pazarında halihazırda yer alan üreticilerimizle bir çözüm ortaklığı yaparak mevcut pazarı hepimizin yararına olacak şekilde büyütebilmek amacıyla bu cihazlarımıza yer vermiyoruz.
Sistem, adından da anlaşılabileceği gibi konutlarda kullanılmak üzere tasarlanmış ve geliştirilmiş bir sistem ve sadece taze hava ihtiyacını karşılama hedefine sahip. Şimdiye kadar yaptığımız uygulamalar ağırlıklı müstakil konutlarda olmasına rağmen önümüzdeki yıllarda sistemimizin kullanımının cam açmanın pek mümkün olmadığı yüksek katlı konutları da kapsayacak şekilde artacağını düşünüyor, bununla ilgili uygulamacılarımız ve mekanik proje müellifleriyle fikir alışverişinde bulunuyoruz. Ürünün muadili Türkiye’de halihazırda yok. Ülkemizde ihtiyaçlar ağırlıklı olarak sac kanallarla yapılan havalandırma sistemleriyle sağlanıyor. Ürünümüzün hijyen, kolay uygulama, basit ve uzmanlık gerektirmeyen bağlantı teknikleri gibi avantajları var. Buna karşılık biz sadece taze hava debilerini karşılayabilecek çaplarda çalışırken sac kanallar esnek olarak üretilebildikleri büyük çaplarla ısıtma/soğutma ihtiyaçlarını karşılamayı mümkün kılıyor. Diğer yandan bizim sistemimiz asma tavan içerisinde götürülebildiği gibi, henüz kaba inşaat aşamasında kat betonu içerisinde kalacak şekilde de döşenebiliyor. Sunduğumuz düşük kalınlıklı bir kanal sistemi ile de düşük kot yüksekliğine sahip zemin şapları içerisinde de uygulama yapmaya imkân tanıyoruz. Özetle, kontrollü konut havalandırması alanında basit, hijyenik, kullanıcıya avantaj ve konutlara katma değer sağlayan, bünyesinde barındırdığı dekoratif menfez çözümleriyle modern görünümü destekleyen ve kendini kanıtlamış bir sistem çözümü sunuyor, bu sistemin konutlarda giderek daha fazla yer bulması için yoğun olarak çalışıyoruz.
Merkezi toz emme sistemi özellikle müstakil konutlarda merkezi bir noktaya yerleştirilen bir süpürge ünitesi vasıtasıyla konut içerisine kaba inşaat esnasında döşenen küçük çaplı atık su boruları üzerinden sadece odalardaki prizlerden emiş yapmayı sağlayan ve artık ülkemizde oldukça yaygınlaşmış bir sistem. Hortumu prize takıp emiş yapıyorsunuz, örneğin bodrum katta yer alan cihaz çalışıyor ama siz cihazın sesini duymuyorsunuz, havayı direkt borulardan alıp dışarı atıyorsunuz, içeriye de bir üfleme söz konusu olmuyor. Günlük hayatta kullandığımız cihazlarda mahalden emdiğimiz hava, süpürgenin filtresinden geçirilerek mahale geri veriliyor. Filtreden geçebilen mikro mertebedeki toz partikülleri ise odada birkaç saat daha havada asılı kalabiliyorlar. Merkezi toz emme sistemlerinde emiş borular üzerinden yapılıp tozlu hava cihaza kadar getirildiği, buradan da filtrasyon sonrası dış havaya atıldığı için bu durum söz konusu olmadığından sistem alerjisi veya astımı olanlar için ideal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Bu ürün grubunda ise cihaz ve ekipmanlarını sağlayacak şekilde faaliyet gösteriyoruz.
Yerden ısıtma sistemleri, Türkiye pazarında uzun yıllardır faaliyet gösteren firmaların verdiği büyük emeklerle neredeyse standart haline geldi. Hem konfor, hem enerji verimliliği, hem de sağladığı dekoratif rahatlık açısından alışageldiğimiz radyatör sistemine alternatif olmuş en yaygın sistem. Radyatör sistemleri de uygulanmaya devam ediyor elbette. Sonuçta her projeye veya her ihtiyaca uygun olan tek bir çözüm yoktur, bu yüzden tüm ihtiyaçları karşılamak için yerden ısıtma uygundur diyemeyiz. Standartlara göre planlanarak işletilen yerden ısıtma sistemlerinin belli sınırları var.
Yerden ısıtma sistemleri, hem münferit hem de merkezi sistemlerde kullanılabiliyor. Mekanik proje müellifleri; enerji verimli olması, sistemin kolaylığı ve düşük sıcaklıklarla çalışması sebebiyle artık yerden ısıtmayı sıklıkla tercih ediyor ve inşaat firmaları nezdinde sistemin kullanımı için tavsiyede bulunuyorlar. Diğer yandan inşaat firmaları yerden ısıtmayı projenin değerini artırıcı bir unsur olarak görüyor. Ayrıca son yıllarda birçok prestijli proje yerden ısıtmayı tercih edince benzer seviyede bir proje üreten inşaat firmaları direkt olarak yerden ısıtmayla yola çıkıyor. Sonuçta çok sayıda konut üretiliyor ve inşaat firmalarının farklılaşmaları gerekiyor, bu yüzden de en ufak detaylarla bile kullanıcıya veya son alıcıya cazip gelmek için kendilerini ön plana çıkarmaya çalışıyorlar. Gözlemlediğimiz bir diğer husus da son kullanıcıların da artık bu sistemi talep etmeye başlamış olmaları. Demek ki sistemin eskiden gerçekleştirilmiş yanlış uygulamalar kaynaklı kötü imajı artık siliniyor, kullanıcılar teknik olarak doğru planlanmış, uygulanmış ve işletilen yerden ısıtma sistemlerinin konforuna, düşük yakıt tüketimine ve sağladığı esnekliklere inanıyorlar. Sistemin düzgün planlanmaya, uygulanmaya ve işletilmeye devam edilmesi durumunda yerden ısıtma pazarının daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. Biz de piyasadaki rakip firmalarımızla beraber yerden ısıtma pazarını olabildiğince ileri götürmeye devam edeceğiz.
Ayağını sıcak tut, başını serin
“Ayağını sıcak tut, başını serin” demişler. Bu tam da yerden ısıtma sistemlerinin yaptığı şey. Çünkü yerden ısıtma sistemlerinde ısı transferi radyatör gibi havayı bir bölgede ısıtıp içeride sirküle ettirerek veya klimanın sıcak veya soğuk havayı içeri üflemesi gibi taşıma esasıyla değil, ışıma esasıyla ısı transferi yapılıyor. Güneş veya bir şömine ateşi bizi nasıl ışıyarak ısıtıyorsa yerden ısıtmada da sıcak bir şap kütlesi bize doğru ışıyor. Asgari hava hareketiyle ışımayla ısı transferi yapıyor. Bu esası tersine çalıştırmak da mümkün elbette; yani görece soğuk bir şap kütlesini iç yükleri soğurmak amacıyla kullanmak; onu da “yerden serinletme” olarak adlandırıyoruz. “Yerden soğutma” demek çok doğru değil, çünkü soğutma örneğin bir klima sisteminin yaptığı şey. Biz serinletme demeyi tercih ediyoruz ki müşterinin beklentilerini doğru olarak yönlendirebilelim. Zira bu sistem sağlayabildiği güçler ile soğutmaz, ancak serinletir. Bunu şu şekilde açıklayabilirim; soğuk döşeme yüzeyindeki sıcaklığı belli bir mertebenin altına çekemezsiniz, çünkü mahal havasının sıcaklığı ve bağıl nemi sebebiyle bir çiy noktası sıcaklığı vardır. Mahalin çiy noktası sıcaklığının altındaki bir yüzeyde ise yoğuşma meydana gelir. Buzdolabından suyu çıkardığımız zaman üzerinde yoğuşma meydana gelmesinin sebebi budur, aynısı serinletme için kullanılan yüzeyler için de geçerlidir. Yüzey sıcaklığında bir alt limitimiz olduğu için sistemimizle sağlayabileceğimiz soğutma gücü de sınırlıdır, zira evin içinde terleme ve zeminin ıslanması istenmeyecek bir şeydir. Sadece ulaşılabilecek soğutma güçleri ile ilgili bir fikir vermesi için belirtiyorum, mahalin ve sistemin parametrelerine bağlı olarak değişecek olmakla birlikte, yaygın olarak uygulanan evsel sistemlerde mermer zemin kaplamasında 30 W/m2, parke zemin kaplamasında ise 22 W/m2 gibi soğutma güçlerine ulaşabiliyoruz. Bu da bizim bugünkü konut yapımızdaki ısı kazançlarının çok daha aşağısında. O yüzden biz diyoruz ki, bu sistem serinletme sağlar, soğutma sağlamaz. Evinizin zarfı iyiyse, yerden serinletme sizi tamamen memnun edebilir ancak eve geldiğinizde evi birden soğutmak isterseniz memnun edici bir çözüm olmayabilir. Burada kullanıcının beklentisini iyi anlamak ve onu doğru yönlendirmek gerekiyor ki sonrasında memnuniyetsizlikler oluşmasın.
Tabii ki serinletme amacıyla kullanılabilecek yüzeyler sadece yerler değil, duvarlar ve hatta tavanlar da serinletme için kullanılabiliyor. Bizim özellikle yatırımcılar ve mekanik proje müellifleri nezdinde anlatmaya en çok gayret ettiğimiz sistemlerden biri de Beton Isısı Kontrolü olarak adlandırdığımız ve binanın beton kütlesinin henüz kaba inşaat aşamasında borular ile donatılmasıyla yoluyla uygulanan sistem. Hem çok basit hem de çok verimli. Amacımız eski kalın duvarlı tarihi binalarda yaşadığımız kışın ılık, yazın serin iç mahal iklimini cebri olarak tesis etmek. Buna örnek olarak mimari projesini Erözü Mimarlık’ın ve mekanik projesini Deniz Proje’nin gerçekleştirdiği Çekmeköy’de yer alan IELEV Lisesi’ni gösterebiliriz. Bu binada sınıfların tamamı tavan betonu içerisinde yer alan borulardan sıcak su (35˚C mertebesinde sıcak su) geçirilmesi suretiyle sağlanırken, soğutma ise bu sistemin (16˚C mertebesinde soğuk su) ve destekleyici havalandırma sisteminin birlikte çalışmasıyla sağlanıyor. Yüksek kat yüksekliğine sahip lobi gibi mahallerde ise yerden ısıtma ve serinletme ile konfor sağlanıyor. Sistemin ısı kaynağı olarak ise hava kaynaklı ısı pompaları kullanılıyor.
Sıcaklık kontrolü artık standart...
Yerden ısıtma uygulanan projelerin büyük çoğunluğunda hem Enerji Verimliliği Yönetmeliği’nin getirdiği bir sonuç olarak hem de kullanıcının konforunu artırmak üzere bir “oda bazında kontrol sistemi” planlanıyor. Bu uygulamalar için odalara termostatlar yerleştiriliyor ve bunlar o odayı besleyen devrelerin açılıp kapanmasını sağlayacak şekilde yerden ısıtma borularını dağıtan kolektör üzerinde yer alan vanalarla ilişkilendiriliyor. Biz tüm uygulamalarımızda bu sistemin kurulmasını tavsiye ediyoruz. Aksinin gerçekleştirildiği, yani büyük bir konutta merkezi bir konumdan sıcaklık kontrolü sağlanmasının tercih edildiği veya hiç otomasyon yapılmadığı durumlarda kullanıcıların konfor şikâyetleriyle bize döndüklerini gözlemliyoruz. Farklı sıcaklık kontrol taleplerini karşılayacak otomasyon ürünlerine de ürün yelpazemizde yer veriyoruz.
Yukarıda saydığım tüm bu ürünler bizim “Bina Teknolojisi” bölümü ürünlerimiz ve Türkiye’de aktif olarak kullanılıyorlar. Bunun dışında “Elektrik Sistemleri” departmanımız, yağmur suyu drenajı ve benzeri konularla ilgilenen “Drenaj Sistemleri” departmanımız, ayrıca OEM olarak otomotiv ve beyaz eşya sektörüne üretim yapan yine koruge bazlı, hava, su ve çeşitli akışkanları taşıyan borular ve onların bağlantı parçalarını sunan “Endüstri Sistemleri” adlı bir departmanımız var ancak bu departmanlar henüz Türkiye’de aktif değil. Önümüzdeki yıllara yönelik planlarımız içerisinde bunların da kısmen aktif satışını gerçekleştirmek var.
Büyük prestijli projelerde tercih ediliyoruz
Türkiye’nin birçok şehrinde yapılan prestijli projelerde ürünlerimiz tercih ediliyor. Bunların bir kısmında yerden ısıtma, radyatör ve Fan Coil bağlantıları, bir kısmında sıhhi tesisat ve ısıtma kolon hatları, bir kısmında ise komple ürün yelpazemizle yer alıyoruz. Aklıma ilk gelen projelerimiz arasında İstanbul’da bu sene ilk etabı biten ve yakın zaman içerisinde ikinci etabına başlayacağımız Köy Zekeriyaköy projesi, Ataköy sahil şeridinde yer alan Pruva 34, Büyükyalı İstanbul ve Yedi Mavi projeleri, ayrıca Queen Bomonti Central, Vadi İstanbul III, Piyalepaşa İstanbul, 5. Levent projeleri var. Ankara’da aklıma ilk gelenler ise YDA Söğütözü Residence, Yüksek Hızlı Tren Garı, MFZ Allora, Veb Tower, Mutlu Solo ve Atabilge Aka projeleri. İzmir’de Aypark Residence, Atılgan Royal projeleri, Denizli’de Aqua City projesi, Bursa’da İnallar Hayat ve Kestel Buz Pisti projeleri, Trabzon’da Yomra Marin City yine önemli projelerimizden bazıları. Bunun haricinde Malatya ve Diyarbakır Stadyumlarında yer alan kar-buz engelleme sistemleriyle alakalı çalıştık. Malatya’daki uygulamamız bitti, stadyumun açılışı gerçekleşecek, Diyarbakır’daki uygulamamız ise bu ay içerisinde tamamlanacak. Sunduğumuz yüksek ürün kalitesi ve onu destekleyen teknik planlama hizmetimizle referanslarımıza yenilerini eklemeye devam edeceğiz.
alpex ürün grubunu yaygınlaştıracağız
FRÄNKISCHE olarak Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz ürün grupları sürekli büyüme seyri içinde. Bir yandan ülkemizdeki yabancı firmaların sayısı günden güne artıyor. Bununla beraber yerli firmaların da başta döşemeden ısıtma/serinletme sistemleri olmak üzere bizim faaliyet gösterdiğimiz pazarlardaki çalışmalarının arttığını görüyoruz. Tabii bunların yanında hem inşaat firmaları hem kullanıcılar hem de projeciler tarafında talepler artıyor. Bu açıdan baktığımızda tüm bu paydaşların el ele vermesiyle beraber faaliyet gösterdiğimiz pazarlar ve ağırlıklı olarak yerden ısıtma pazarı Türkiye’de gelişim gösteriyor ve göstermeye de devam edecektir. FRÄNKISCHE Türkiye olarak evsel yerden ısıtma uygulamalarının yanında endüstriyel tip uygulamalarda yerden ısıtma alanında da daha çok söz sahibi olmayı hedefliyoruz. Az önce bahsettiğim beton ısısı kontrol sistemleri, hangarlarda kullanılabilecek endüstriyel yerden ısıtma sistemleri, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü ve TOKİ tarafından talep edilen çim saha kar-buz engelleme ve buz pisti projeleri bunun için önemli bir potansiyel barındırıyor. Üzerine özenle eğildiğimiz bir diğer konu da, temiz su ve ısıtma tesisatı için kullandığımız alpex ürün grubumuzu yaygınlaştırmak. Türkiye pazarında kullanılan başlıca malzemenin PPRC tip borular olduğunu düşünürsek, bu konuda daha gidecek çok yolumuz olduğunu ve burada çok önemli bir büyüme potansiyeli olduğunu görüyoruz. Sunduğumuz sistemlerin son kullanıcılar tarafında geri dönüşlere sebep vermemesi önemli avantajlarımızdan. Fakat şimdiden söyleyebiliriz ki alpex ürün grubu, yola çıktığımız 2014 Temmuz ayından bu yana çok daha talep edilir hale gelmiş durumda. Benzer sistem çözümlerine sahip firmaların Türkiye pazarına girmesi de bu görüşümüzü destekliyor. Özetle alpex ürün grubu barındırdığı potansiyel ile üzerinde çok daha fazla durulmayı hak ediyor. Biz de FRÄNKISCHE olarak hem uygulamacıları, hem inşaat firmalarını, hem de son kullanıcıları teknik ve ticari olarak elimizden gelen en iyi şekilde destekleyerek bu ürün grubunun yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz.