“Boreas’ta yeni yönetim, yeni yatırımlar, yeni hedefler ile yepyeni bir dönem başladı”

Açık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Açık
Boreas A.Ş. Genel Müdürü Serdar Lülecioğlu
Boreas A.Ş. Teknik Konulardan Sorumlu Gn. Md. Yrd. İzzet Tanyol
Boreas A.Ş. Üretim Süreçlerinden Sorumlu Gn. Md. Yrd. Müge Lülecioğlu
Boreas, sektöre Türkiye’de üretilen, A+ segmentte bir klima santrali markası olarak girdi. Üretici kuruluş, Teknoklima idi. Teknoklima’da yakın zamana kadar devam eden Uğur Darcan ile Yüksel Açık ortaklığı noktalandı ve şirket Boreas A.Ş. adı ile tamamen Açık Grup Şirketleri bünyesine katıldı. Gelişmiş test olanaklarına sahip bir laboratuvarı da içeren yeni fabrika yatırımı, yeni pazar yapılandırmaları, stratejik işbirlikleri, yeni kadrosu ile Boreas A.Ş.’nin hedeflerini Açık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Açık, Boreas A.Ş. Genel Müdürü Serdar Lülecioğlu, Boreas A.Ş. Teknik Konulardan Sorumlu Gn. Md. Yrd. İzzet Tanyol ve Boreas A.Ş. Üretim Süreçlerinden Sorumlu Gn. Md. Yrd. Müge Lülecioğlu anlattı.
Yüksel Açık: Açık Grubu, iş dünyasına 2000 yılında telekomünikasyon sektöründe, Mikrolink firmasıyla katıldı. Bugün bilişim, enerji, lojistik, inşaat, savunma teknolojileri, tarım-hayvancılık, iklimlendirme ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren Açık Grubu’nun majör sektörü telekomünikasyondur.
2012’ye kadar sadece telekomünikasyon alanında çalışmalarımızı sürdürdük, hâlâ bu sektörde faaliyetlerimiz devam ediyor. GSM operatörlerine baz istasyonu kurup işletmeye alan “sistem entegratörü” olarak, anahtar teslim proje taahhüdü işi yapıyoruz. Bir ilin, bir ilçenin, büyük bir bölgenin hatta bir ülkenin GSM kapsamasını geliştirme (cep telefonlarının daha iyi çekmesi için ya da cep telefonlarının çekmediği yerlerde GSM kapsaması için çalışan) konusunda anahtar teslim yapabilen bir firmayız. Türkiye’de bu alanda pazar lideriyiz. Bizim segmentimizde Türkiye’de tüm operatörlere aynı anda eşit ve üstün hizmet verebilen tek firma olduğumuzu söyleyebilirim. Türkiye’de baz istasyonlarında kullanılan Kathrein antenlerinin Türkiye ve Türki Cumhuriyetleri distribütörüyüz. Ayrıca baz istasyonlarında kullanılan diğer aksesuarların da Türkiye distribütörlüğünü yürütüyoruz.
2008 ve 2011 yıllarında ekonomide çok ciddi bir yavaşlama yaşandı. Biz Açık Grubu olarak bu yavaşlamaları fırsat bildik. 2008 yılında telekom pazarımızı yüzde 65 büyüttük. Her krizde büyüme kaydettik. Krizlerde Türk yatırımcıları ve çalışanlarının bir pesimistliği ortaya çıkıyor ve geri çekilme yaşanıyor. Hal böyle olunca boş alan yaratılıyor. Biz de Açık Grubu olarak bugüne kadar bu boş alanları başarılı bir şekilde değerlendirdik. 2011 yılında da ekonomideki yavaşlamayı gördük ve bunu bir fırsat olarak değerlendirdik. O zamanlar Teknoklima’nın bir ortak arayışı vardı ve biz firmanın yüzde 50’sine ortak olduk. Yine aynı yıl içinde havacılık ve savunma sanayisinde faaliyet gösteren bir firmaya da yüzde 50 ortak olduk, 6 ay sonra firmanın yüzde 100’ünü aldık. Tarım ve hayvancılık tarafında da Trakya bölgesinde büyük bir süt üretim çiftliği kurduk. Lojistik de faaliyet gösterdiğimiz sektörler arasında. Serban Lojistik, Açık Grubu’nun firmalarına ve grup firmalarının müşterilerine depolama, lojistik hizmeti veriyor, ayrıca grup firma müşterilerinin marka değerlerini artıran özel çözümler üretiyor. Yine Açık Grubu olarak inşaat kısmında mevcut müşterilerimizin işlerini üstlendik. Açık Grubu, grup şirketlerinin yarattığı sinerjiye çok iyi bir örnektir. Biz bir GSM operatörüne baz istasyonu kurulum, işletme ve denetim-kontrol hizmeti veriyorken diğer taraftan da bir inşaat firmamızla veri merkezleri ihalelerini üstlendik. Veri merkezleri; telekom, inşaat ve hatta iklimlendirme sektörlerinin birleştiği yerdir. Bu bileşenlerin hepsinde A+ kuruluşlarımız bulunuyor. Ana amacımız, ağırlıklı olarak telekom sektöründen başlayarak Açık Grubu’nun tüm faaliyet alanlarında global bir oyuncu olmasıdır. Asla lokal bir firma olarak kalmayacağız. Güçlü global bir oyuncu olmak için yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.
2011 yılından itibaren Ortadoğu ve CIS ülkelerinde ofisler açtık, dış pazarlara açıldık, özellikle Kazakistan ve Arabistan’da çok büyük prestijli projelerde yer aldık. Suudi Arabistan’da halihazırda 55 milyon doların üzerinde bir projemiz devam ediyor. Yine Kazakistan’da telekom tarafında büyük tüneller, metrolar, AVM’ler gibi yerlerin iç kapsamasını yapıyoruz. Burada yapı içindeki alanlarda cep telefonlarının daha iyi çekmesi ve data trafiğinin daha iyi olması için ekstra anahtar teslimi projeler üretiyoruz.
Boreas Ar-Ge’sine büyük destek sağlayan şirketimiz CES İleri Kompozit ve Savunma Teknolojileri A.Ş.’dir. Biz CES ile Boreas’ın sinerjisini bütünleştirmek istiyoruz. CES, 1996’dan beri kompozit parçalar tasarlıyor, geliştiriyor ve üretiyor. CES, karbon kompozitlerin, havacılık ve savunma sanayisine yönelik kompozitlerin üretimini yapıyor. Sıfır hata ile çok yüksek disiplin ve kalitede ürün üretme tecrübesine sahibiz. CES, havacılık ve savunma sanayisinde akredite olmuş nadir firmalardan biridir ve 17 bin m2’lik bir üretim tesisine sahiptir. CES, havacılık tarafında yurt dışından Airbus, Boeing, Skorsky’e hizmet veriyor; Tai, Aselsan, Roketsan, Havelsan gibi firmalarla hem işbirliği içinde hem de onlar adına üretim yapıyor. Havacılıkta uçan araçların kompozitlerinin, savunma sanayisinde kara ve deniz araçlarına kompozit panellerinin, balistikte ise orduya yönelik kişisel koruyucu gereçlerin (balistik yelek, miğfer vb.) üretimini gerçekleştiriyor. Bu ürünler, hiçbir şekilde hata kabul etmeyen ürünlerdir. Bunların tamamının, çok yüksek kalitede makinelerle üretilmesi ve üretildikten sonra da lazer kontrolüyle en ufak bir çatlağa, defoya izin vermemesi gerekiyor. Dolayısıyla CES’in gerek Ar-Ge, gerek üretim tarafında ortalamanın çok üzerinde teknoloji yatırımı ve yüksek mühendislik altyapısı bulunuyor. Bu altyapı, Boreas’a da emsalsiz bir ayrıcalık kazandırdı, kazandırmaya da devam edecek.
Boreas’ta yeni dönem
Ocak 2012 itibarıyla yüzde 50’sine ortak olduğumuz Teknoklima’nın tamamı, 24 Mart 2017 itibarıyla Açık Grubu şirketleri arasına katıldı, Boreas markası, aynı zamanda şirketin adı oldu. Ortak olduktan sonraki dönemde şirketin 7 milyon lira olan cirosu 45 milyon liraya çıkmıştı. Bu gelişmenin daha fazla ivmelendirilmesine ihtiyaç duyduk. Açık Grubu’nun, grup şirketleri işbirlikleri ve finansal kabiliyeti ile Boreas’ı küresel pazarın güçlü bir oyuncusu haline getireceğine inanıyoruz. Yurt dışında kurduğumuz lokal şirketler ve işbirlikleri, Boreas için de pazar geliştirici itici güç olacak. Açık Grubu’nun ofislerinin bulunduğu İngiltere, Kazakistan, Suudi Arabistan merkezli olmak üzere tüm ofislerimizi Boreas’ın kullanımına açtık. Dolayısıyla bu bölgelerde Boreas’ın satış ve pazarlama faaliyetleri başladı. 2018’de telekom ağırlıklı olmak üzere Almanya, Katar ve Güney Afrika lokal firmalarımızın açılışlarını gerçekleştirecek, küresel pazar ağımızı büyüteceğiz. Açık Grubu’nun diğer şirketlerinin bulunduğu ülkelerde verdiği hizmet kalitesinden kaynaklı ismimize ve şahsımıza zaten güven duyuluyor. Dolayısıyla Boreas’ın hem ürün kalitesi hem de Açık Grubu’na duyulan güven sayesinde o pazarlara satışı çok daha kolay.
Boreas, İzzet Bey ve ekibinin bilgi, deneyim ve özverili çalışmalarıyla zaten halihazırda en yüksek talep ve gereklilikleri karşılayan, en yüksek sınıfta bir ürün olarak geliştirildi. Dolayısıyla Avrupa pazarı başta olmak üzere, dünya genelinde yüksek kalitede yapı ve sistem kurulumları için büyük talep görecek.
Boreas, hak ettiği dinamizme ve inovatif gelişime ve genişlemeye sahip olacak. Veri merkezlerinde daha fazla yer alacak. Samsung Sistem Klimaları’nın VRF sistemleri ile partnerliğimiz devam ediyor. Bununla beraber Boreas da müşterilerine sistem bazlı çözümler sunabilecek. Lojistik olanaklarımızla yurt dışından ihtiyaç duyulan bir malı daha uygun maliyetlerle getirebilecek. Müşterilerimiz, yapıların iç donatılarında kullanılan fiber, enerji kabloları gibi ürünlerle ilgili distribütörlüklerimiz sayesinde Boreas’ın yanında bizden daha çok malzeme alabilecekler. Yani müşterilerimiz, hem rekabetçi fiyat avantajı yakalayacak hem de tek elden hizmet alabilecek. CES sayesinde ise Boreas’ı tamamen kompozit bir ürüne dönüştürebilmek ve özel ihtiyaçlar için tamamen özgün tasarım ve üretim yapabilmek mümkün olacak. Tabii ki Boreas ailesine yeni ürün grupları da katılacak.
İzzet Tanyol: Boreas klima santrali, meslek hayatımın birikimlerini değerlendirdiğim bir proje oldu. Herhangi bir klima santrali üretmek için değil, EN 1886 standardının her kategorisinde en yüksek derecelerine sahip ve Avrupalı ürünler ile rekabet edebilecek bir ürünü kendi olanaklarımız ile geliştirmek için yola çıktık. Üretim öncesinde, hiçbir gelir kaydı olmaksızın çok uzun soluklu bir Ar-Ge dönemimiz oldu. Klima santralleri için en önemli özelliklerin başında ısı köprüsüzlüğü gelir. Boreas için bu alanda en üst sınıf olan TB1 hedeflendi. Bu, çok iddialı bir hedef sayılır. TB1 hedefi için CES’in geniş Ar-Ge olanakları seferber edildi. Orada halihazırda yaklaşık 10 mühendisimizin çalıştığı bir Ar-Ge merkezimiz bulunuyor. Burada tasarımların bilgisayar simülasyonlarını yaptık, sonuçlarına göre gereken revizyonları gerçekleştirdik, ürünü en iyi hale getirip üretim sürecinin başlamasını sağladık. Henüz üretim süreçlerine girmeden, kalıpları yaptırmadan, ek maliyetler doğurmadan, bilgisayar ortamında simülasyon yapmanın faydasını gördük. Bu, hem süreci hızlandırdı hem de tek seferde doğru sonuç almamızı sağladı, sonucunda ise piyasada takdir gören bir ürün ortaya çıktı. Neticede ilk klima santralimizi 2014 yılında ISK-Sodex Fuarı’nda sergiledik. Çok güzel tepkiler aldık, ürünümüz çok beğenildi. Tüm bu gelişmeler neticesinde yeni bir yapılanmaya girdik. Genel merkezimizi fabrikaya taşıdık ve satış ekibiyle çok daha iyi bir sinerji oluşturduk. Satış ekibine, fabrika ortamında klima santrali üzerine eğitimler verdik ve üretimin tüm aşamalarını görmelerini sağladık. Ürün ve fabrika yatırımı aynı anda yapıldı. Ürünümüz özellikle Axis İstanbul AVM, Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü, Bulvar 216 AVM, Titanic Hotel Bodrum, DAP Yapı Burgu Tower, Namet Urfa Tesisleri gibi yüksek prestijli projelerde tercih edildi.
Müge Lülecioğlu: Aynı süreç içerisinde sertifikasyonlarımızı tamamladık. ISO 9001 Kalite Belgesini aldık. Tamamladığımız Eurovent sertifikasyonunun yanı sıra hijyen konusu da bizim için çok önemliydi. TÜV-SÜD Almanya’dan, DIN 1946-4 ile VDA 6022 olmak üzere iki standarda birden uygunluk gösteren Hijyen Belgesini aldık. Burada ayrıcalıklı noktamız şu ki; bütün santrallerimiz standart olarak aynı özellikte üretiliyor. Yani öyle bir santral ki, hijyen klima santraliyle konfor klima santrali arasındaki tek fark; iç cidarlarının paslanmaz, bataryalarının epoksi kaplaması olması gibi detaylarda, ama kasamız aynı. Konfor klima santrali kullanıcılarının da hijyen hakkı var. Biz bunu gözeterek sertifikamızı aldık. Genel hatlarıyla baktığımızda bakım ve temizlik kolaylığı, kenar köşe kıvrımlarının olmaması, çok büyük avantaj sağlıyor. Standart olarak üretilen klima santrallerimiz, bire bir hijyen santralindeki kadar olmasa dahi diğer konfor santrallerin üzerinde sağlıklı koşul sunuyor. Sadece hastane ortamında olanların değil, herkesin sağlıklı ve temiz bir havaya ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bunun dışında EAC Gümrük Birliği Deklarasyonumuz var. EAC de eski GHOST Belgesinin yerini tutan, Rusya, Belarus, Kazakistan, Ermenistan ve Kırgızistan ülkelerine yapılan ihracatta gerekli olan bir belge.
Önemli bir farkımız da, yurt dışında TB1 sınıfı klima santrali üreten başka firmalar da var, ama onların ikinci veya üçüncü ürünleri bu. Bizim tek ürünümüz, ürettiğimiz ve üreteceğimiz santrallerin hepsi standart olarak TB1 sınıfında. Bu anlamda tekiz, başka bir benzerimiz yok.
Serdar Lülecioğlu: TB1 sınıfı, bir santralin performansını gösteren en önemli özelliklerden biridir. Bu kriterin çok önemli olmasının sebebi de, değişen dış ortam koşullarında santralin içinde ve dışında kondenzasyon riskinin olmaması. Müteahhit ve proje firmaları için santralin ömrü önemlidir. Korozyon riskini önleyeceği için TB1, santralinin ömrünü olumlu anlamda etkileyen bir faktör.
Diğer taraftan santralin düşük TB sınıflarda olması, içeride olacak yoğuşmalarda bakteri ve mantar üremesine sebep olduğundan sağlık koşullarını da olumsuz etkiliyor.
Boreas, enerji verimliliği açısından da oldukça iyi bir klima santrali. Özellikle bütün klima santrallerimizde, projelerde farklı olsa dahi, plug fan kullanıyoruz. Bu da kayış kasnaktan doğan bakım maliyetlerinin, enerji kayıplarının ortadan kalkmasını sağlıyor. Kayışla ilgili bakım ve servis gerektiren hizmetleri ortadan kaldırıyoruz. Bu anlamda da kullanıcılara hem enerji tasarrufu hem de işletme maliyetleri açısından avantaj sunuyoruz.
Santralin bu özelliklerinden dolayı hem yurt içinde hem yurt dışında genellikle büyük ve prestijli projeler, şartnamelerde bu özellikleri şart koşuyorlar. Bu projelere katılan firmalar genellikle global firmalar. Biz lokal bir Türk firması olarak, bu global firmalarla da rekabet edebilme şansına sahibiz. Rekabet ettiğimiz firmalar, A segmentinde olan firmalar ve bu firmaların standart ve kaliteleriyle eşit veya onlardan üst seviyede olmamıza rağmen, onlara göre fiyat avantajı sağlayabilecek durumdayız.
İzzet Tanyol: Enerji verimliliği açısından şunu da söylemeliyiz: Seçimlerimizi yaparken fanları maksimum enerji verimliliğinde seçiyoruz ve seçim kriterlerinin gerektirdiği noktayı yakalayabilmek adına, AMCA’nın tarif ettiği değerlerde, maksimum enerji fan veriminin en fazla yüzde 10 altında düşük verimlerle, en üst verim noktasında seçim yapıyoruz. AB yönetmeliklerinde tarif edilen verim sınıflarında, ısı geri kazanım verimlerimiz çok yüksek. Boreas EcoDesign ve ErP Yönetmeliklerinin tüm gereklerini karşılıyor.
Özellikle bilgisayarla akışkanlar dinamiği analizi yapan programlar aracılığıyla, yaptığımız tasarımların doğrulanmasını sağlıyoruz. Yeni ürünlerde de bu iş modeli ile çalışarak mevcut ürünleri geliştirmeyi hedefliyoruz.
Yeni yatırım hedeflerimizin başında yeni fabrikamız var. Yeni fabrikamızda bir test laboratuvarını da geliştirerek bünyemize katacağız. Bu test laboratuvarı; hava debisi, basınç, ses ölçümleri yapabilecek. Güçlü ar-ge olanaklarımızdan faydalanarak Boreas’ın dışında yeni ürün gruplarını da bünyemize katacağız.
Serdar Lülecioğlu: Dubai, Katar, Suudi Arabistan gibi GCC ülkelerinde, İran, Irak, Ürdün gibi Ortadoğu ülkelerinde, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan gibi CIS ülkelerinde, Kuzey Afrika’da Libya, Tunus’ta, hem Doğu hem Batı Avrupa’da uzun zamandır çalışmakta olduğumuz müşteri portföyümüz bulunuyor. Bu firmalar hem distribütör ve partner şeklinde çalışabiliyor, hem de direkt olarak bizimle temasa geçip taleplerde bulunabiliyor. Buradaki avantajımız, hem elimizde çok güçlü ve kaliteli bir ürünümüz var hem de ilişkilerdeki olgunluk ve tecrübeden kaynaklı karşılıklı bir güven var. Dolayısıyla Boreas olarak yurt dışında bu bölgelerde hem mevcut kaynaklarımızla, hem de yeni görüşmelerle ciddi bir satış ve pazarlama ağımız olacak. Özellikle yurt dışındaki global firmalarla sürekli ilişki içerisindeyiz. Bu ilişkilerin stratejik olarak geliştirebileceği birtakım işbirlikleri söz konusu olabilir. Bu konudaki gelişmeler, önümüzdeki dönemlerde şekillenecek.