Header Reklam
Header Reklam

'Avrupalıdan Daha Zenginmişiz Gibi Davranıyoruz Ama Nereye Kadar Sürebilir?'

12 Haziran 2008 Dergi: Ağustos-2007
'Avrupalıdan Daha Zenginmişiz Gibi Davranıyoruz Ama Nereye Kadar Sürebilir?'

TS 5101 "Elektrikli Metal Boru Kılıflı Isıtıcı" standardının çıkması için ön ayak olmuş, standardın yapılandırılması sürecinde katkıda bulunmuş. 1986 yılında doğalgazın Türkiye'ye gelişiyle birlikte, ortakları arasında Türkiye?de brülör üretiminin öncülerinden İhsan Bayraklı?nın da bulunduğu Gazteknik A.Ş.kurulmuş ve İsviçre menşeli sanayi ve monoblok tip brülör üreticisi Oertli?den lisans alarak üretime geçmiş. Brülör üretiminin yanı sıra 1990-2000 yılları arasında Alman brülör üreticisi Dr.B. Thyssen Gmbh  firmasının Türkiye temsilciliği alınmış ve kurulan bir montaj hattı ile sıvı yakıtlı brülör üretimi yapılmış. 1997 yılında üretim birimleri Çorlu'da 50.000 metrekaresi açık, 15.000 metrekaresi kapalı alandan oluşan yeni tesislerine taşınmış. 1999 yılına gelindiğinde tüp rezistans üretimi yapan Termo-Heat A.Ş. ve brülör üretimi yapan Gazteknik A.Ş. birleştirilerek Termo Isı A.Ş. adı altında tek bir şirket haline dönüştürülmüş. Termo Isı Sistemleri A.Ş. bir yandan Türkiye?nin uzman brülör üreticilerinden biri olarak faaliyetlerini sürdürüp yurtiçinde ve dışında pazarını büyütmeye çalışırken, öte yandan yeni ürün ve teknolojiler konusunda da yeni pazarlar açıyor. Termo Isı Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü Cem Özyıldırım, şirketindeki ve Türkiye ısı sektöründeki değişmeleri Tesisat Market okurları için değerlendirdiÉ

Firmanızı Türkiye ısı sektöründe nasıl konumlandırıyorsunuz?

Termo Isı olarak kırk yılı aşkın bir geçmişe sahibiz. Brülör üretimine; alanında uluslararası uzmanlığını kanıtlamış bir firmanın lisansı ile güçlü girmiştik. Zaman içinde bu gücü, özellikle endüstriyel alanda özel çözümler gerektiren uygulamalarda, proseslerde uzman mühendislik çözümleri üretebilme olanaklarımızla bütünleştirdik. Şu anda da brülörler, ısı proses teknikleri  konusunda Türkiye?deki en iyi firmalardan biriyiz. Lisanslı üretimimiz olan Oertli?nin yanı sıra kendi markamız da var; Ecostar. Üretim hacmimizin %80?i yurtiçi, %20?si ise yurtdışı pazarlara sevk ediliyor ve özellikle ihracatımızı her geçen gün artırmaya çalışıyoruz. Türkî Cumhuriyetler ve Rusya ağırlıklı olmak üzere, Irak, İran, Suriye ve Bulgaristan, yurtdışı pazarlarımızdan. İhracatımızın büyük bir kısmı Oertli firmasıyla ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz satışlar.1964 yılından bu güne ısıtma sektörünün içindeyiz ve daha çok mühendislik ve teknoloji gerektiren konular üzerine ağırlık veriyoruz. Kurum kimliğimizi, ısı sektöründe bir ihtisas firması olmak üzerinde yapılandırıyoruz.

Ferdi ısıtma sistemlerinin firmanız ve sektör için etkileri neler oldu?
Türkiye?nin doğalgazla tanıştığı 1987-1988 döneminde, daha çok endüstriyel tesis yatırımları gerçekleştirdik. Daha sonra Türkiye pazarına kombilerin girmesiyle, kazan ve brülörlü yakma sistemleri alanında iç pazarda bir daralma oldu. Şimdi Termo Isı olarak daha çok endüstriyel alanda faaliyet gösteriyoruz. Kazan ve Basınçlı Kaplar Sanayicileri Birliği?ne üyeyiz. Türkiye?deki ısıtma sektöründe enerji kullanımıyla ilgili yeni taslaklar var. KBSB ile birlikte birtakım çalışmalar yapıyoruz. Türkiye?de kombi, çok katlı binalar, yangın olasılığının yüksek olduğu alanlar gibi, kullanımının uygun olmadığı yerlerde de kullanılıyor. Bu tür yapılar, aslında kazanın, brülörün olması gereken yerler ve bununla ilgili KBSB olarak yeni yönetmelikler için çalışmalar yapıyor, ağırlığımızı koymaya çalışıyoruz. Almanya?da 2000 m2?nin üstündeki alanlarda kombi kullanımı yasak. Türkiye?de bazı zararları görmeden tedbir almıyoruz. Ancak birkaç kişinin canı yandığında, şartnamelerde değişiklikler yapıyoruz.

Tüp rezistans ve brülör üretiminin dışında açılım alanlarınız nelerdir?

Biz aynı zamanda proje-taahhüt firmasıyız. Ağırlıklı olarak endüstriyel tesislere çalışıyoruz. Türkiye?deki şeker fabrikalarına, çimento sektörüne özel projeler yapıyoruz.Ayrıca çimento fabrikaları için değişik özelliklerde sıcak hava üreteçleri, sıcak hava ocakları üretiyoruz. Bunların yurtdışında da örnekleri var, ancak Türkiye?de maliyeti daha ucuz olduğundan şüphesiz ki daha avantajlı.Bunların dışında küçük tipte sıcak hava üreticileri de üretiyoruz. Bu ürün grubumuzu da yurtdışı pazarına sunmaya çalışacağız.

Türkiye?de irili ufaklı çok değişik mamuller üreten firmalar var. Hepsi, ısıl-işlem proseslerinde aşması gereken sorunlarla karşılaşabiliyor. Çünkü proseslerde bir şeyleri eritmek veya ısıtmak gerekiyor. İşte biz burada devreye giriyoruz ve daha çok tasarım sürecinde müşteriye yardımcı oluyoruz. Çünkü bir şeyleri şekillendirebilmek için, onu ya eritmek ya da belli bir sıcaklığa getirmek gerekiyor.  Bu gereksinimi karşılayabilecek çok özel yakma sistemleri yapıyoruz. Çelik tavlama fırınlarında 1300-1400 derecelik yüksek sıcaklıklarda tavlanabilen yakıcılar tasarlıyor ve üretiyoruz. Müşterilerimiz bize talepleriyle geliyor, biz de o talepleri karşılamaya çalışıyoruz. Bunlar çöp yakma sistemleri de olabilir, tıbbi atıklar da... Bir ihtisas kuruluşu olmak bu noktada büyük önem taşıyor. Son dönemde, Ağrı Şeker Fabrikası?nın taahhüdünü aldık, tamamlamaya çalışıyoruz. Ağrı şeker fabrikasında 100 ton-saat buhar üreten kazanlar var ve elektrik üretiliyor.  Bu sistemleri komple firmamız doğal gaza dönüştürüyor. Brülör otomasyonu konusunda da özel çalışmalarımız var. Önceleri kullanmaya alışkın olduğumuz sistemler, çok değişti. Artık sisteminizin çalışıp çalışmadığını, oturduğunuz yerden, evinizden takip ediyor, izleyebiliyorsunuz.

Sektörde yeni teknolojiler nasıl karşılanıyor?

Türkiye?de arızaların anında giderilmesi için mekanik sisteme eğilim daha fazlaydı; fakat elektronik sistemler kullanıldıkça, rahatlığı görüldükçe ve sağladığı enerji tasarrufu dikkate alındıkça, kullanımı daha da artıyor.

Sasa?nın otomasyonunda sistem, tamamen çok büyük bir alanda yayılmış değişik kapasitelerde ısı üreticilerini, kazanları tek bir merkezden ve prosesin üretimine göre kontrol ediyor. Daha küçük ölçekli tesislere de, küçük kapasiteli ve uygun maliyetli ürünler verebiliyoruz. Eskiden otomasyon sistemleri ve elemanları kullanıcıya pahalı geliyordu ama yeni nesil ürünlerle, bu sistemleri bir standartmış gibi sunabilme imkánımız var. Bunlar Türkiye için  artık gerekliliği tartışılmaması gereken sistemler. Artık Türkiye?de de  enerji verimliliği ve tasarrufu için yatırımlar yapılıyor. Teknoloji sistemleri o kadar geliştirdi ve yeni imkánlarla donattı ki, artık bacadan çıkan emisyon miktarlarını ölçüp bu emisyon miktarlarına göre, hava-yakıt oranlarını otomatik olarak belirleyen sistemler var. Eskiden nadiren bir servis çağırıp baca emisyonlarının kontrolü yapılırken, şimdi her yanmada, anında emisyon miktarlarının ne kadar olduğunu belirleyip ona göre otomatik olarak hava-yakıt oranlarını ayarlayıp sistemi maksimum verimde tutabiliyorsunuz. Tabii bunlar eski sistemlere göre yatırım maliyetleri biraz daha yüksek gibi görülüyor ama işletme süresince sağladığı yararı kanıtlamış ve Türkiye?de çok daha yoğun bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Çünkü rekabet için enerjiyi çok uygun fiyata almak ve maksimum verimle kullanmak gerekiyor. Bu noktada müşterilerimiz eskiye oranla daha istekli. Bizim pazarlamaya uğraştığımız enerji verimliliği sağlayan sistemler, şimdi müşteri tarafından talep edilmeye başlandı. Bu bilincin gelişmesi tabii ki sevindirici. Biz de müşterilerimize daha iyi sistemler önermek ve onları rekabet edebilecek duruma getirmek için ısı alanında uzmanlığa yatırım yapmayı ön planda tutacağız. 

Yenilenebilir enerji kullanımıyla ilgili çalışmalarınız var mı?

Enerjinin gidişatı çerçevesi içerisinde biliyorsunuz, çevre ve iklim değişiklikleri nedeniyle farklı çalışmalar yapılıyor. Doğalgaz, Türkiye?de yaygın olarak kullanılmaya başlamasına rağmen, tamamen dışa bağımlı bir enerji kaynağı. Bu yüzden de firma olarak yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla ilgili çalışmalar başlattık. Özellikle rüzgar türbinleri ve güneş enerjisi ile çalışan sistemler konularında araştırmalarımız yoğunlaşıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından da önce, bizim kullanılmayan enerji kaynaklarımız var. Endüstriyel tesislerdeki atık enerjiyi yeniden kullanmak için yakma sistemleri üretiyoruz. Mesela bir maya tesisinden atık olarak biogaz çıkıyor. Biz onu alıp tekrar yakarak, çevreye daha az zarar veren gazlar haline getiriyoruz. Elimizdeki enerji kaynaklarını maksimum seviyede verimli kullanmak ve enerji tasarrufu yapabilmek günümüzün en önemli talepleri. Rafinerilerden çıkan değişik gazlar var, bunlar alınıp tekrar bir enerjiye dönüştürülüyor. Bunların yıllık kazanımını hesaplarsanız, çok büyük bir avantaj yaratacağını görebilirsiniz.

Avrupa?da katı yakıtlı yakma sistemlerinin pazarı büyüyor. Özellikle granülize yongalar. Türkiye?de bu veya benzeryaklaşımlar geliştiriliyor mu?

Elimizde olan kaynakları kullanamama gibi bir eksiğimiz var. Mesela, Karadeniz?deki fındık kabuğunu toplayıp işleyerek yakıt haline getirmenin belli bir maliyeti var. Bu açıdan bölgesel olarak o alanda oluşturulan kaynakların, orada tüketilmesinin çok daha verimli olduğunu düşünüyorum. Avrupa?da bu konudaki çalışmalarda oldukça ileride gözüküyor. Daha farklı,  ekonomik ve çevreci kaynaklara yöneliyorlar. Biz bu konuda, Avrupa?dan daha zengin gibi davranıyoruz ama nereye kadar sürebilir? Zamanla bu zihniyeti de değiştireceğimize inanıyorum.

Türkiye?de ısıtma sektörünün geleceği hakkında görüşleriniz nelerdir?

Türkiye, ısıtma sektöründe çok büyük adımlar attı. Yatırımlar yapıldı ve bu yatırımlar büyüyor. Fakat bana göre en önemli şey AR-GE. Yani ürünü dışarıdan alıp da hiçbir katma değer katamıyorsanız, uzun vadede o işin geliştirilebileceğine, hatta var kalabileceğine inanmıyorum. Pazar açısından katma değer getirmeyen ürünlerin bize faydası olmaz. Ama artık Türkiye?de de AR-GE konusuna yatırımlar yapılıyor. Bence şu anda Türkiye "küçük İtalya". AR-GE konusunda gelişebilirsek ve dışarıya satış yapabilirsek, İtalya?yı da geçebileceğimize inanıyorum. Gördüğüm kadarıyla Türkiye?nin gelişim çizgisi başarılı sayılır. Yeni yatırımlar yapılıyor, çok genç ve dinamik bir nüfusumuz var, girişken, çalışkan bir milletiz. Farkların kapanabilmesi için daha çok çalışmamız lazım, başarılı gidişin sürdürülebileceğine dair çok umutluyum.


Etiketler


Slider Altına