Header Reklam
Header Reklam

'Adımızın önündeki 'Mühendis' unvanını hakkıyla taşıdığımıza inanıyoruz...'

23 Haziran 2008 Dergi: Aralık-2007
'Adımızın önündeki 'Mühendis' unvanını hakkıyla taşıdığımıza inanıyoruz...'

KON-TEK Kontrol Teknolojileri ve Otomasyon San. ve Tic. A.Ş.?nin Marmara Bölge Satış Müdürü Yaşar Haberveren, Türkiye?de otomasyonun önemini, sağladığı avantajları ve geldiği noktayı Tesisat Market?e anlattı... 

1994?ten günümüze KON-TEK...

KON-TEK, 1994 yılında İzmir?de kurulan bir firma. Ayhan Şahin ve Tolga Murat Özdemir?in kurduğu firma, 1997 yılında Ahmet Can Köklü ile beraber İstanbul kanalını oluşturdu. 2000 yılında da ABB firması tarafından üretilen standart sürücülerin Türkiye distribütörlüğünü aldı. Özellikle frekans konvertörü satışını ve sistemlerini uygulayan bir satış firması gibi bilinen KON-TEK, bugün küçük makinelerin otomasyonundan, gıda, maden ve su sektörleri (içme suyu ve atıksu arıtma tesisleri, pompa istasyonları, proses suyu tesisleri) gibi geniş bir alanda otomasyonĞtaahhüt işleri yapıyor. Firmamız ayrıca, sadece AG-OG Dağıtım ve Güç Panoları?nın olduğu alışveriş merkezi, endüstriyel tesislere pano ve montaj hizmetleri veren bir taahhüt firması kimliğini de taşıyor. 2002 yılında İzmir?de, geçen yıl itibariyle de; İstanbul?da pano imalatına başladık. İstanbul-İzmir olarak iki ana merkezimiz var, bunun dışında Bursa, Ankara, Konya, Denizli ve Adana?da ofislerimiz var. Firmamızda 45?i mühendis olmak üzere 90 kişi çalışıyor.

Enerji tasarrufu artık herkesin gündeminde...

Her geçen sene enerji maliyetlerinin artması ve döviz kurlarının düşmesi sonucu birçok fabrika, artık çok ciddi rakamlara ulaşan enerji maliyetlerini düşürmeye çalışıyor. Dolayısıyla enerji tasarrufu, çok yoğun bir şekilde herkesin gündeminde yer alıyor ve konuya ilgi her geçen gün biraz daha artıyor. ABB, enerji konusunda "Cost Busters (maliyet avcıları)" sloganıyla yurtdışında çalışmalarını devam ettiriyor. Bize de bu uygulamaları ve kazandığı tecrübeleri 2000 yılından beri aktarıyor. ABB ile ortak hareket ediyor ve pazar payımızı her geçen yıl biraz daha artırıyoruz. Şu andaki pazar payımızla, Türkiye?de ilk üçte yer alıyoruz. Partnerimiz ABB ile 2012 yılına kadar birlikte çalışacağız. Ondan sonra da birlikte devam edeceğimize inanıyorum.Kurduğumuz sistemler, yatırım maliyetinin bir yıldan az sürede geri dönmesini sağlıyor...

Türkiye?de rekabet gücünü artırmak isteyen firmalar, doğal olarak tasarrufla ilgili arayışlara giriyor. Biz de bu noktada çözümler sunuyoruz. Mesela rakamsal ve adetsel olarak referans gösterebileceğimiz; Korteks firması ile yaptığımız bir çalışma var. Korteks, yaklaşık 700 bin Euro değerinde sürücü alımı yaptı ve geri dönüşümünü bir sene içinde aldı. Yurt genelinde verdiğimiz seminerlerde bu yatırım maliyetini örnek olarak anlatıyoruz, anlatmaya da devam edeceğiz.  Fakat insanlara, "700 bin Euro yatırım yapmak ve bunun geri dönüşümünü bir yıl içinde almak" inandırıcı gelmiyor. Bu, elbette biraz cesaret işidir. Korteks bu cesareti gösterdi ve karşılığını da aldı. Bence Korteks?in yaptığı bu yatırım ve aldığı geri dönüş, dikkate alınması gereken çok ciddi bir örnektir.

Uygulama alanlarımızdan biri, kompresördür. Kompresörler, belli bir basınç aralığında çalışan sistemlerdir. Bu sistemler bir boşta, bir de yükte çalışırlar. Biz kurduğumuz sistemle, cihazın devrini değiştirerek boşta çalışma durumunu ortadan kaldırıyoruz. Kompresör sürekli olarak yükte çalışıyor, böylece yaklaşık % 40 oranında bir tasarruf elde edilebiliyor. Bu konu için, Beksa?da kurduğumuz komple otomasyon sistemini örnek gösterebiliriz. Oradaki uygulamamız, yaptığımız en karmaşık uygulamalardan biriydi. Çünkü iki trafo ve beş tane kompresör vardı. Fakat çok başarılı bir uygulama oldu. Bunun dışında Çorlu bölgesinde 40?a yakın tekstil firmasında kompresör uygulaması yaptık. Bir çoğunda % 35?in üstünde bir tasarruf elde ettik. Ayrıca yüzlerce pompa ve fan uygulaması yaptık. Genel olarak baktığımızda, bir fanın % 10 yavaş dönmesi demek, işletmenin yaklaşık % 30 kadar enerji tasarrufu etmesi demektir. Bu sistemlerde kW değeri büyüdükçe yapılan yatırımın karşılığı daha kısa zamanda geri alınabiliyor. Sistemin yatırım maliyeti ilk bakışta yüksek gibi görünse de, otomasyonun çok hızlı bir geri dönüş sağladığını unutmamak gerekiyor. Yani sistem, yatırım maliyetinizin bir seneden daha az sürede geri dönmesini sağlıyor.

Bulgaristan, İspanya, Mısır, Suriye gibi ülkelerde, endüstride ve atıksu tesislerinde çok başarılı çalışmalarımız oldu. Önümüzdeki yıl Türkiye?de gerçekleştirilmesi tasarlanan, 17 tanesi İstanbul?da olmak üzere 35 tane alışveriş merkezi projesi var. Taahhüt bölümümüz bu projeleri sürekli takip ediyor. Buralarda da çalışmalarımız olacak.

Türkiye pazarına yeni giren ?ACH?, ısıtma-soğtma-klima sektörü için büyük yenilikler getiriyor...

Türkiye pazarına yeni giren ve dünyada birçok referansın sahibi olan ABB?nin, tek yetkilisi satıcısı olduğumuz ACH adlı bir ürünü var. Bu ürün, özellikle klimaların kontrolü için kullanılan bir frekans konvertörü. ACH, 2008 yılında CE?nin bir koşulu olarak Avrupa?da da standart haline gelecek. ACH ürünümüz, çok üzerinde durduğumuz ve Türkiye pazarına da tanıtmaya çalıştığımız bir ürün. Türk Tesisat Mühendisleri Derneği?nin de desteğiyle, Şubat 2008?de, ACH ürününü ısıtma-soğutma-klima sektörüne tanıtmak üzere Ankara, İzmir ve İstanbul?da çalışmalar yapacağız. Bu ürün ısıtma-soğutma-klima sektörüne sağlayacağı büyük avantajlar var; damperlerin, sıcaklığın ya da yangın durumunun sürücü üzerinden takip edilmesi gibi... Sürücü, klimanın üzerinde bulunan fanın üflediği damperleri kontrol edebiliyor. Özellikle yangın anında herhangi bir hatayı görmeden, en yüksek hıza çıkıp duman tahliyesi sağlayabiliyor. Bunu standart ürünlerle de yapabilirsiniz fakat standart ürünler, hata verilmesi anında durur, ACH ile bu risk ortadan kalkar. Bunun dışında pompa gruplarının kontrolünü sağlayan, ?Redundant Sistem? diye adlandırdığımız, sistemin durmasını istemediğiniz kritik noktalarda, sistemin idamesini sağlayan ürünlerimiz var.


ABB şimdiye kadar elde ettiği tecrübeleri bizimle paylaşıyor, biz de bunları  mühendislik bilgilerimizle birleştirip, Türkiye?de çözümler üretmeye çalışıyoruz

İlk uygulamalarımızı çoklu bir pompa grubuna bir tane sürücü takarak gerçekleştiriyor ve % 30-40 civarında tasarruf elde ediyorduk. Şimdi ise dünyada her pompaya sürücü takmaya doğru bir eğilim var. Aradaki fark % 3-7 arasında çok küçük gibi görünen bir fark ama Avrupa?da bu fark çok önemseniyor. Bu uygulamayı birçok yerde yaptık; sonuncusunu da Antalya?da "Golf Resort" golf sahasının sulama tesisinde gerçekleştirdik. Zamanla bu uygulamaların yaygınlaşacağını düşünüyorum. Otomasyon tüm dünyada hızla gelişiyor. Mesela bugüne kadar kullandığımız motorlar, EFF2 diye adlandırdığımız standart motorlardı. Avrupa?da tasarrufu artırmak üzere EFF1 motorlara geçiş yapıldı. Aradaki tasarruf belki küçük bir miktar ama uzun vadede geri dönüşümü ciddi oranda kár sağlıyor. Ülkemizde, tasarrufun önemini anlatabilmek için gerçekten çok çabalıyoruz. Ancak insanları ikna etmek konusunda biraz zorluk yaşıyoruz. Kurduğumuz sistemlerle çok önemli miktarlarda enerji tasarrufu sağladığımızı söylediğimizde insanlarda hep şöyle bir düşünce uyanıyor: "Mevcut sistemde bir yerlerden ?çalmadan? tasarruf etmeniz mümkün değil". Oysa fabrikalardaki sistemler, özellikle pompa, fan ve kompresör, her zaman maksimum kullanma kapasitesi düşünülerek tasarlanan sistemlerdir. Havalandırma sisteminde yazın en sıcak olduğu zaman değer olarak alınır, elektrik ve su ihtiyacınızın maksimum noktası düşünülerek sistem kurulur. Fakat bu sistemler her zaman tam kapasiteyle çalışmaz. Dolayısıyla sistemlerin tam kapasite ile çalışma süreleri, yıllık olarak düşünülürse, yılın dörtte biri kadar kısa bir zamanı kapsar. İşte sağladığımız tasarruf buradan kaynaklanıyor. Pompa, fan ve kompresör, en çok tasarruf edilebilecek sistemlerdir. Biz KON-TEK olarak fabrikalara gidip analiz sistemimizi kuruyor, gerekli incelemeleri, testleri ve hesaplamaları yapıyor, ne kadar tasarruf sağlanabileceğini ve ne kadar sürede geri dönüşüm alınabileceğini söylüyoruz. Ürünlerle ilgili de her türlü desteği sağlıyoruz. Genellikle söylediğimizden daha kısa sürede geri dönüşüm sağlıyoruz. Şimdiye kadar da başarısız bir uygulamamız olmadı.

Daha sağlıklı ve kaliteli bir üretim için otomasyon şarttır

Türkiye?de sadece enerji maliyetleri konuşuluyor, fakat daha konuşmadığımız bakım maliyetleri, mekanik sorunların ortadan kaldırılması, çevreye verdiğimiz zararın en aza indirgenmesi gibi konular var. Ne yazık ki birçok şeyde olduğu gibi bu konuda da vurdumduymaz bir tavır içinde olduğumuz söylenebilir. Tüketici bilincinin önemi, bu durumda bir kez daha ortaya çıkıyor. Kurduğumuz sistemler ile % 30-40 gibi bir  tasarruf sağlamamızın yanı sıra, makinelerin daha sağlıklı çalışmasını ve karbondioksit miktarının azalmasını da sağlıyoruz. Çok basit olarak anlatmak gerekirse; hidrofor sistemi 4-6 bar basınçla çalışan bir sistemdir. Bu sisteme bir tane sürücü bağladığınızda 5 bar basınçla çalışıyor ve her şeyden önce toleransı ortadan kaldırmış oluyorsunuz. İkincisi, makinenin daha sağlıklı çalışmasını sağlamış oluyorsunuz.

KON-TEK olarak; elimizden geldiğince fuarlarda, birebir ziyaretlerde, verdiğimiz seminerlerde otomasyondaki yenilikleri ve çözümleri anlatmaya çalışıyoruz. Endüstride zaten otomasyon olmazsa olmaz. Daha sağlıklı ve kaliteli bir ürün yapabilmek için otomasyonun yapılması şarttır.En büyük sıkıntıyı, kurduğumuz sistemleri kullanacak kişilerin olmamasından çekiyoruz ve bu durumu ortadan kaldırmak için eğitimler veriyor, seminerler düzenliyoruz.

Özellikle Antalya SODEX Fuarı?nda firmalarla yaptığım görüşmeler sonucu, hep sistemi kullanma konusunda bir zorluk yaşandığını gördüm. Sonuçta sistemin otomatik olarak yürümesini sağlamak için, bu sistemin kullanıcısının da işinin ehli olması gerekiyor. Biz, otomasyon sistemi kurduğumuz yerlerde, sistemi kullanacak kişilere oradaki işin potansiyeline göre belirlediğimiz sürelerde eğitimler veriyoruz. Ama bu eğitimler kişilere ne kadar fayda sağlıyor bilemiyorum. Yani bir kişiye sistemi kullanmayı öğretiyoruz, o kişinin işten ayrılması halinde birtakım sıkıntılar yaşanıyor. İşin kötü tarafı, biz gerçekten çok iyi bir otomasyon sistemi kuruyoruz, fakat 6 ay sonra sistemin atıl bir şekilde öylece durduğunu görüyoruz. Bu nedenle en büyük sıkıntıyı, kurduğumuz sistemleri kullanacak kişilerin olmamasından dolayı çekiyoruz. Bu durumun ortadan kaldırılabilmesi için eğitimler ve seminerler düzenliyoruz; düzenlemeye de devam edeceğiz. Kasım ayında Ankara?da ABB tarafından düzenlenen seminere katılımcı olarak gidip, komponzasyon bina otomasyonu ve sürücülerle ilgili bir eğitim verdik.

Yine Otomasyon Fuarı?nda konuyla ilgili bir seminer verdik. 2007 yılı içinde farklı illerde bazı seminerler düzenledik, gittiğimiz fabrikalarda da konunun önemini anlattık. Yani olabildiğince otomasyonun önemini ve avantajlarını anlatmaya çalışıyoruz.

Devlet desteğine ihtiyacımız var

Endüstrideki otomasyon her geçen gün gelişiyor ve talep de her geçen gün atarak devam ediyor. Fakat bizim bu sistemleri kurmamızı desteklemek için devletin de bazı konularda kısıtlamalar getirmesi gerekiyor. Bu kısıtlamalarla, ülkemizi daha iyiye doğru sevk etmiş olacağız. Mesela Kıbrıs?ta 7.5 kW?nin üzerinde bir motoru direkt çalıştırılmaması için getirilmiş bir yasak var. Yumuşak bir kalkış sağlamak için sürücü veya yumuşak yol verici kullanmak zorunlu hale getirilmiş ve bu sayede enerji sarfiyatı % 15 civarında azaltılıyor. Türkiye?ye baktığımızda, maalesef Türkiye?nin enerji konusunda bir dar boğazda olduğunu ve % 3-5 gibi toleranslarla ayakta durduğunu görüyoruz...

Kurduğumuz sisteme ve mühendislik bilgimize güveniyoruz...

Sektörde yaşadığımız en büyük sorun, otomasyonun sağladığı tasarrufa insanları inandıramamak. Bu anlamda ikna edebilmek için analizini yaptığımız sistemlerde, karşılıklı koşullar sağlanırsa; şu teklifi de yapabiliriz: "Sistemi kuralım, kurulum ve sistem için para almayalım; bunun yerine yıllık enerji kárınızı, yani faturanızdaki farkı biz alalım". Kurduğumuz sisteme ve mühendislik bilgimize bu kadar güveniyoruz. Doğru bir mühendislik hizmeti vermek istiyor ve bunun için KON-TEK olarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Partnerimiz ABB, kalitesine çok inandığımız ve tüm dünyada kendini ispatlamış bir marka olduğundan ve tüm ürünlerimiz gerekli her konuda testlerden geçirilerek satışa sunulduğundan, arıza dönüşümüz çok az. Arıza dönüşleri için dünyada kabul edilebilir oran %3?tür ve bizim arıza dönüşlerimiz bu oranın altındadır. Dört kişilik bir servis kadromuz var ve bu kadro arıza durumunda yerinde tespit ve tamir yapabilen, donanımlı bir kadro. ABB?nin servis konusunda da Türkiye?deki tek yetkin firmasıyız. Servis kalitemize çok özen gösteriyoruz ve daima müşterilerimizin yanındayız. Asla pazarlamacı mantığıyla hareket etmiyoruz. Sattığımız ürün zaten teknik bir ürün olduğundan en iyi servisi, en doğru şekilde vermeyi ilke edinerek çalışıyoruz. Bu inanç tüm çalışanlarımızda mevcuttur. Böylece müşterilerimizin de memnuniyetini ve güvenini kazanıyoruz. Çalışma prensiplerimiz bu doğrultuda olduğu için, adımızın önündeki "mühendis" unvanını hakkıyla taşıdığımıza inanıyoruz.


Etiketler


Slider Altına