‘Birbirimizle rekabet etmekten vatandaşı bilgilendiremedik’

OSMAN METİN:Derneğimiz en eski sanayi derneklerinden birisi olup bütün Türkiye’yi içine alacak şekilde 110 üye ile 1985 yılında kuruldu. Ankara başta olmak üzere, bölgesel olarak Kazan ve Basınçlı Kap Derneği’nden önemli ayrılmalar oldu. Sonuçta bugün 40 üyeli bir dernek haline geldi.
TESİSAT MARKET: Derneğinizin kalite, normlarını belirlemesini uygun görüyor musunuz?
OSMAN METİN: TSE genel normları ortaya koyar, bu da kanuni olarak onun yükümlülüğüdür. Dernek ise üretilen mamullerin kalitesini minimum düzeyde belirleyecek şartları ortaya koymalıdır. Bu bir kanuni zorunluluk olamaz. Dolayısıyla da bu talep müşteri ve kullanıcı tarafından zorlanmış olmalıydı. Bu gerçekleşmediği için üretici firmalar arasında aşırı bir rekabet doğduğu gibi, istenilen kalitede bir üretim garantisi sağlanamadı.
Ayrıca bu şartlara içtenlikle uymakistemeyen üretici firmalar, başlangıçta derneğin üyesi iken sonradan üyelikten koptular. Dernekçe belirtilen kalite şartlarına üretim uyumunu en önce kamu kuruluşlarının desteklemesi gerekirdi. Maalesef bu husus gerçekleşmedi. Bu nedenle de istenilen kalitede sürekli ve sabit bir üretim sağlanamadı.
TESİSAT MARKET: Bu durum da yabancı firmaların iç pazarda etkili olmasına yol açtı mı?
OSMAN METİN: Tabii ki etkili oldu. Benim ve benden önceki dernek yöneticilerinin bu derneğin kalite şartlarına etkili olması hususundaki çalışmaları ağırlık kazanmayınca, bilhassa özel teşebbüs, yurtdışı mamullere Almanya, İtalya, Fransa vs. ürünlerine yöneldi. Bugün Türkiye’de ciro bakımından düşünürsek yerli üreticilerin payından çok, yabancı firmaların payının daha yüksek olduğu derneğimizce gözlenmektedir. İstanbul, Ankara, Bursa gibi metropollerin ısıtma sistemlerinin doğalgaza dönüşümü, ‘Kazan ve Basınçlı Kaplar’ üreticileri için geliştirme ve yeni yatırım olarak büyük ümit ışığı görülüyordu. Ancak derneğimizin kalite hususunda etkili olmaması, kalitesiz üretime engel olacak yetkisinin olmaması, üniversitelerimizin mühendislik fakültelerinin ilgili ana bilim dallarının derneğimize ve sektörümüze desteğinin olmaması kullanıcıyı kendisini daha emniyette gördüğü ancak çok pahalı olan yurtdışı mamullere yöneltmiştir.
TESİSAT MARKET: Türkiye’deki kullanıcının ısıtma sistemlerinde merkezi ısıtma yerine bireysel ısıtmaya (kombi) döşünümü nasıl gerçekleşti?
OSMAN METİN: 20 daireli 100’er m2’lik daire için kombi sistemi ile en az 20 milyar yatırım gerekli iken, bu rakam merkezi sistemde yerli üretim kazanlar ile maksimum 4 milyar TL’dir. Bu şu sonucu doğurmaktadır; 2001 yılı krizine kadar yılda ülkemize en az 100.000 adet kombi satılmıştır. Bunun Türk milletine yıllık ilave maliyeti 80 katrilyon TL. veya 62 milyon USD yapmaktadır. Bu ise 2001 yılına kadar olan dönemde yaklaşık 360 milyon USD’ın yurtdışına kayıp, Kazan ve Basınçlı Kaplar Derneği üyelerinin gerekli yatırımı yapamamasına ve yeterli pazarlama teşkilatının kurulamamasına sebep olmuştur.
Bunda biz dernek üyelerinin de vatandaşımızı ve sanayicilerimizi gerekli pazarlama ve bilgilendirme ile yönlendirememizin sorumluluğu vardır. Ancak devlet de görevini yapmamıştır. Çünkü Türk milleti toplumsal yaşantının yükümlülüklerine uymayı sevmeyen bir yapıdadır. Yönetmelikler çıkarıp her bir katın harcadığı kadar enerjiyi ödenmesini gerektirecek kanuni yükümlülükleri ortaya koymamıştır. Dolayısıyla da sıcak su sayaçları veya pay ölçer adı verilen ısı dağıtım elemanları devreye konulup, enerji maliyet dağıtımı gerçekleştirilememiştir. Bunun sonucunda vatandaş bireysel ısınmaya yönelmiştir. Ayrıca tekrarlamakta fayda var ki bu hususta tüm üniversitelerimizden de destekleyici bir görüş gelmemiştir.
Bireysel ısınmanın maliyetinin yüksek olduğunu yukarıda belirttik. Milletin böyle bir ekonomik krizde aşırı bir yatırıma yönlenmemesinin gereği ortadadır. Bunun için aşırı bir ısınmayı da önlemek üzere katlardaki ısı donanım sistemlerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. Örnek olarak radyatör vanalarının termostatik vana olması, katlara sıcak su sayacı ya da radyatörlere pay ölçer konulması, yakıt sarfiyatını azaltacağı gibi gereksiz sürtüşmeleri de önleyeceğinden yakıt sarfiyatını düşürecektir. Ayrıca huzur sağlarken vatandaşın parası cebinde, devletin dövizi Merkez Bankası’nda kalacaktır.
TESİSAT MARKET: Dernek yöneticileri ve üyelerine büyük görev düştüğü fikrinde misiniz?
OSMAN METİN: Maalesef dernek olarak belki de yapımız gereği birbirimizle rekabet etmekten, vatandaşı bilgilendirme işlemi gerçekleştiremedik.
Bunda 50-60 m2’lik alanlarda kazan adını taşıyan cihaz üreticilerine standartlara uygunluk belgesi verilmesin de rol oynamıştır. Arzumuz derneğimizin kalite şartlarını belirleyen etkinliğe kavuşması, yukarıda ifade edilen ve Türk ürünlerinin adını kötüye çıkaran üreticilerin ürünlerinin pazarlanmasına sınır getirecek, şartların ortaya konulacak olanakların sağlanmasıdır.