Header Reklam
Header Reklam

Isı Pompaları ve Ülkemizdeki Geleceği

31 Mayıs 2010 Dergi: Mayıs-2010

 

Ülkemiz tespit edilmiş fosil enerji kaynakları bakımından –kömür dışında- fakir ve dışa bağımlıdır. Bugün itibari ile Türkiye’de tüketilen enerjinin % 39′u petrolden, % 27’si kömürden, % 21′i doğalgaz ve % 13’ü de hidroelektrik ve diğer yenilenebilir kaynaklardan karşılanmaktadır. Senede 23,5 milyon ton (2005)  ham petrol,  30 milyar m3 (2006) doğalgaz ithal edilmektedir. Dış ticaret açığının büyük bir kısmı bunlardan oluşmaktadır. Ayrıca bu ürünlerin ithal edildiği ülkelerdeki siyasi gelişmeler ve/veya kendi gereksinimlerindeki artışlar petrol/doğalgaz sevkıyatını kesintiye uğratabilmektedir.

Tüm insanlığın geleceği için mücadele etmemiz gereken diğer bir sorun “küresel ısınmadır” . Türkiye Kyoto sözleşmesini belli çekinceler koysa bile uygulamak, senelik çevreye zarar veren atık gaz emisyonunu % 10 azaltmak zorundadır. Gelişmekte olan bir ülkenin enerji gereksinimini kısması beklenemez, bunu gereksinimi ancak diğer enerji kaynaklarından sağlayarak karşılayabilir. Avrupa ülkeleri, özellikle de kuzey Avrupa ülkeleri artık elektrik enerjisini giderek artan oranlarda çevreyi kirletmeyen yöntemler ile (fosil kaynaklar kullanılmadan) sağlamakta ve daha önce nükleer enerji santrallerini kapatma kararı almış ülkeler bu kararlarını gözden geçirmektedirler. Enerji sektörünün yönelimi; temiz elektrik enerjisi üretimi ve bu enerji ile sanayi ve konutsal gereksinimlerin karşılanmasıdır. İşte ısı pompası tam burada önemli bir işlevi yerine getirmekte, hava-su- toprakta mevcut enerjiden yararlanarak, az bir elektrik enerjisi desteği ile ısıtma ve soğutmayı sağlamaktadır.

Isı pompası ülkemizde henüz yeterince tanınmamakta, nihai tüketicilere ve ülke ekonomisine sağlayacağı yararlar bilinmemektedir. Avrupa ve ABD’de yeni projelerde artık ısı pompası uygulamalarına geçilmekte klasik ısıtma –soğutma sistemleri terk edilmektedir. Bizde de özellikle alışveriş merkezleri ve oteller gibi enerji tüketiminin fazla olduğu yerlerde giderek artan oranda bu sistem tercih edilmektedir.

Avrupa’nın teknolojide önder, büyük ısı pompası üreticileri, yıllar süren ar-ge programları sonucunda

-         havadan – suya

-         sudan – suya

-         topraktan – suya

-         sudan – havaya  ısı pompalarının değişik kapasite ve modellerini geliştirmiştir.

Türk mühendisleri de bunları yapabilecek bilgi ve beceriye sahiptir.

Isıtma tesisatı mevcut binaların dönüşümü için ise yüksek sıcaklık ısı pompaları, (tesisat gidiş suyu sıcaklığı 75 °C olacak şekilde) soğutma isteniyorsa aktif soğutma yapan ısı pompaları ön plana çıkmaktadır. Özellikle radyatörle ısıtılan yeni veya sistem dönüşümü yapılan evlerde yüksek sıcaklık ısı pompaları gerekmektedir.

Toprak veya su kaynaklı ısı pompaları yaz aylarında kaynağın (toprak veya su) serinliğinden yararlanarak, döşemeden ısıtma sistemi olan mekanlarda serin birincil devre suyunun dolaştırılmasıyla doğal soğutma (natural cooling) yapabilirler ama hava kaynaklı ısı pompası kullanıldığında bu olanaklı değildir. Zaten dış hava sıcaktır ve aktif soğutma gerekmektedir. Doğal soğutmanın yeterli olmadığı durumlarda ve hava kaynaklı ısı pompalarında aktif soğutma seçeneği sunulmaktadır. Bunun yanında kullanım amacına göre sadece havuz ısıtma veya sıcak su hazırlama ısı pompaları da mevcuttur.

Dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri de verimliliktir. Verimlilik katsayısı (COP) yüksek olmalıdır. Kullanılacak bir birim elektrik enerjisine karşılık en az dört birim ısıtma/soğutma enerjisi alınmalıdır. Bu, şu anlama gelmektedir: ısıtma/soğutma enerjisinin % 75-80 ‘i toprak-su-havadan alınmaktadır.

Türkiye “ Enerji Verimliliği Yasası”nı ülke ekonomisini bağımlılıktan kurtaracak şekilde yönetmeliklerle desteklemeli ve bir an önce uygulamaya koymalıdır.

Isı Pompası Çalışma Prensibi

  1. Ortamdan (su, hava, toprak) alınan enerji, kapalı çevrimdeki gaza (soğutucu akışkan) verilerek soğutucu akışkanın buharlaşması sağlanmakta,
  2. Gaz halindeki soğutucu akışkan kompresörde sıkıştırılarak sıcaklığı yükseltilmekte,
  3. Gazın sıcaklığı bina tesisatına bağlı bir ısı değiştirici vasıtasıyla bina ısıtma sistemine aktarılmakta ve dolayısıyla gazın sıcaklığı düşmekte ve sıvı hale geçmekte,
  4. Soğutucu akışkan bir genleşme vanasından geçirilerek hem basıncı hem de sıcaklığı iyice düşürülmekte, böylece ortamdan yeniden enerji alacak hale gelmektedir.

 

 

 


Etiketler


Slider Altına