Header Reklam
Header Reklam

Tarih boyunca uygarlığın yapı taşları: Su Tesisatları

14 Ağustos 2008 Dergi: Ocak 2004
Tarih boyunca uygarlığın yapı taşları: Su Tesisatları

ExtraClean İyon Teknolojisi

İçilebilir nitelikte, güvenilir bir su kaynağı insanoğlunun en temel ihtiyacıdır. Bunun bir sonucu olarak da ilkel insanlar ve atalarımız meskenleri, hep bu tür bir kaynağın yakınına kurmuşlardır. Bunlar; nehirler, akarsular, pınarlar ve kuyular; yani hem doğal oluşumlar hem de insanoğlu tarafından araştırılarak, kazılıp bulunan kaynaklardır. Yerleşim merkezlerinin, su kaynaklarından uzak kalacak noktaya kadar büyümesi sonucunda, insan yapımı su taşıma gündeme geldi ve ilk "aqueducflar kurulmuştu. (Aqueduct kelimesi Latince'de su götüren veya nakleden alet yani su yolu veya kanalı anlamına gelmektedir.) İlk önce açık hendekler olarak başlayan ve 5000 yıldan fazla tarihçesi olan bu su kanalları, Yunanlılar tarafından kapalı, basınçlı boruların kullanımıyla gelişmiş ve Romanın hidrolik mühendislik alanındaki olağanüstü çalışmalarıyla da en son noktaya erişmiştir. Roma kanallarının ve yer altı borularının bir kısmı, günümüzde hala kullanılmaktadır. Eski Babil'de sırlı (fırında pişirilmiş) seramik borular kullanılmaktaydı. Romalılar, ana kanaldan halk çeşmelerine ve zenginlerin evlerine giden kollara ayrılan su hattı için, kurşun boruları kullanmaya başladılar. Çalışması kolay ve birleştirilmesi rahat olduğu için kullanılan kurşun, su geçirmez ve aşınmazdır. Fakat, günümüzde sadece kurşun boruların değil, kurşun kalafatlı eklerin dahi kullanımı birer birer yasaklanmıştır. İngilizce'de kullandığımız plumber (tesisatçı) ve plumbing (tesisat) kelimeleri, Latince'de "kurşun" anlamında kullanılan "plumbum" kelimesinden türetilmiştir. Güvenilir bir su kaynağından sonra, insanoğlunun ikinci temel ihtiyacı, insanı atık maddelerden kurtarmak için kullanılan birtakım araçlardır. Sıvı atık (idrar) yapısından ötürü toprağa kolayca nüfus eder. Ancak katı atıktan kurtulmak bu kadar kolay değildir ve eğer açıkta bırakılırsa, kötü bir kokuya ve böcekleri kendisine çekmeye neden olacak şekilde çürür. İsrailliler'in Kutsal Kitabı, bu tür maddeleri çölde ikamet ettikleri alanların dışına, toprağa gömmelerini emretmektedir (Deut 23: 13, 14). Nehirlere ve akarsulara yakın yerleşim yerlerinde, başlangıçta bu su kanalları, bu tür atıkları taşımak amacıyla kullanılmıştır. Ancak, kasabaların ve şehirlerin, evde kullanım suyu için, hiç de pratik olmayan, akarsu ve nehirlere yolculuğu zorunlu kılma noktasına kadar büyümesi, ikametlere yakın lağımların geliştirilmesi için vasıta olmuştur. Yunanlılar ve Akdeniz Havzasının diğer insanları, ilk hijyenik kanalizasyon sistemlerini geliştirdiler. Kurulan ilk sistem, cadde merkezinin altına doğru açık bir şekilde akan kanallardan oluşmaktaydı. İnsani atıklar, evlerden kovalar içinde getiriliyor ve direkt olarak bu lağımın içine boşaltılıyordu. Modem Çağa kadar Avrupa'nın bazı bölgelerinde ve Doğu'da bu sistem ısrarla kullanılmıştır ve dünyanın bazı kesimlerinde hala kullanılmaktadır. Ancak, bu tür bir açık lağım, aşikar bir şekilde hijyenik olmadığından dolayı ve özellikle rezervlerdeki su aşağı doğru çekildiğinde çok pis bir kokuya neden olduğundan, Yunanlılar ve Romalılar çok önemli iki yöntem geliştirmişlerdir. Birincisi; açık kanalları taşlarıyla kapattılar, ikincisi; su akışının bir kısmını evlerden ayrı yerlerde konumlandırılan tuvaletlerin altına yönelttiler. Bunun sayesinde atıkları lağıma elle taşımaktan kurtulmuşlardır.

Romanın çöküşü ve Avrupa'da Karanlık Çağın başlamasıyla, bu hijyenik arıtma sistemleri yanlış kullanıma uğramıştır. Hijyenik arıtma sistemlerine önem verilmeden, şehirler kurulmuş ve geliştirilmiştir. Ev sahipleri, çürüdüğü yerde sadece pis kokuya değil aynı zamanda tüm Avrupa'yı kasıp kavuran tifüs, tifo, dizanteri, veba gibi birçok hastalığa neden olan, lazımlıklar dolusu insani atıkları caddelere atmışlardır. Amerika'da insani atıkların "honeywagon"larla özel tuvaletlerden toplanmaya başlaması ve güvenilir su rezerv sistemlerinin kurulması 19.yy'dan önce değildir. A.B.D. eyaletlerinde bugün kullanılan lağım tesisatları, ancak daha bu yüzyılda, Roma İmparatorluğu'nun 2000 sene önce ulaştığı noktaya yeni gelebilmiştir. Çok detaylı olarak gördüğümüz dahili boru sistemleri bile, sadece bir nebze daha modem kullanımlıdır.

Türkiye'de ise; son 10 yılda sıhhi tesisat üzerine yoğun bir çalışma başladı. Modern tesisat mühendisinin ve tasarımcısının alanı, sadece; su rezervi, hijyen, yağmur drenajı ve yangınla mücadele gibi konular değil, ortak paydalarını tesisatın oluşturduğu başka birimleri de kapsamaktadır.

SU TESİSATLARI

Bunlar;

Özel su sistemleri (Soğuk, Distile, Deionize)

Gaz sistemleri (Oksijen, Nitrojen, Karbondioksit, Kaynatma Gazı, Nitrojen, Helyum, Nitrous Okside ve bunun gibi)

Basınçlı Hava

Vakum sistemleri (Klinik, Oral, Laboratuar ve Temizlik)

Sabun ve dezenfeksiyon maddesi dağıtımı

Sulama sistemleri

Dekoratif çeşmeler ve yüzme havuzları

Su işleme ve arıtma

Su rezervi ve drenaj sistem hakkında sağlam bir temel edinene tesisat mühendisi, saydığımız uzmanlıklardan her hangi birine mükemmel bir pozisyonla geçiş yapabilir ve böylece profesyonellik alanını ve iş ufkunu genişletebilir (Endüstriyel tesisat ve yüksek basınç tesisatı genelde tesisat mühendislerinin / uzmanlarının alanına girmeyen oldukça teknik bir ihtisas alanıyken, tazyikli hava borusupnömatik borumateryal kullanımı açısından alanlarına girmektedir ve tesisat mühendisliği personelleri tarafından oldukça sık tasarımlan yapılmaktadır). Uzman bir tesisat mühendisi / tasarımcısı sayacaklarımızın uygulama bilgisine sahip olandır;

1 Tesisat sistemlerine uygulanacak hidrolik ilkeleri

2 Sıhhi tesisat sistemlerinde

? Nakil için (borular ve tesisat)

? Kontrol için (vanalar ve akış kontrol cihazları)

? Ölçümler için (ölçüm cihazları)

? Kullanım için (sıhhi tesisat ürünleri) kullanılan malzemeler;

3 Montaj prosedürü ve teknikleri


Etiketler


Slider Altına