Yeryüzündeki Tüm Hastalıkların Yarısına Yakını Suyla İlişkili Olarak Ortaya Çıkıyor
Yaşam alanları için temiz su temini hayati önem taşıyor. Ancak yanlış su yönetimi nedeniyle içme suyu, yaşam alanlarına ulaşmadan kirleniyor. Kirlenmiş suyun içilmesi ise su kaynaklı birçok ölümcül hastalığa neden oluyor. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre, yeryüzündeki tüm hastalıkların yarısına yakını suyla ilişkili olarak ortaya çıkıyor.
İçme suyunu güvenle muhafaza etmek için ne yapmak gerekiyor?
Yaşam kaynağımız olan su, doğru yönetilmediğinde hayati risk oluşturabiliyor. Birleşmiş Milletler’e göre dünya nüfusun yaklaşık yüzde 25’ini temsil eden 2 milyar insan güvenilir olmayan içme suyu kullanıyor.
Enfeksiyöz ishaller dünyadaki ölüm nedenleri arasında 2. sırada
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre, yeryüzündeki tüm hastalıkların yarısına yakını suyla ilişkili olarak ortaya çıkıyor. Su ile bulaşan enfeksiyöz ishaller dünyadaki tüm ölüm nedenleri arasında 2. sırada yer alıyor
“Yaşamın devamı açısından suyu, güvenli bir şekilde yönetmek kritik önem taşıyor” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, yaşam alanlarında suyun güvenli kullanılması noktasında; belediyelere, ev sahiplerine, site yönetimlerine ve işletmelere önemli roller düştüğünün altını çizerek, yapılması gerekenleri paylaştı:
“Su yaşam alanlarında ulaşmadan kirleniyor”
“Suyu kaynağını yaşam alanlarına ulaşıncaya kadar doğru yönetmek gerekiyor. Bu noktada suyu muhafaza eden belediyelere önemli sorumluluklar düşüyor. Çünkü su, yaşam alanlarına ulaşmadan önce belediyeler tarafından tedarik edilip, depolanıyor. Belediyelerin depolama tesislerinin suyu güvenle muhafaza edecek sistemlere sahip olması gerekiyor. Yalnızca belediyelerin depolama tesislerinin değil; evlerimizin, işyerlerimizin, okulların, hastanelerin ve daha birçok yaşam alanının su depolama sistemlerinin de doğru seçilmesi gerekiyor. Bu noktada da; ev sahiplerine, site yönetimlerine ve işletmelere önemli roller düşüyor. Ancak ülke olarak bu konuda yeterince bilinçli değiliz. Çünkü suyumuzun yüzde 80’ini betonarme su depolarında muhafaza ediyoruz. Zamanla oksitlenme ve korozyon oluşan depolarda suyun kimyasal yapısı bozuluyor. Bu nedenle su, yaşam alanlarında ulaşmadan kirleniyor.
Suyun kalitesini koruyor
Suyu güvenli bir şekilde muhafaza etmek için su depolama sistemlerinin yüksek mukavemete sahip olması, ulusal ve uluslararası standartları karşılaması gerekiyor. Bu kriterleri ise yalnızca “GRP Modüler Su Deposu” teknolojisi karşılıyor.
GRP modüler su depoları, suyu kalitesini bozmadan güvenli bir şekilde muhafaza ediyor. Yüksek mühendislik malzemesi olarak tanımlanan ve SMC olarak adlandırılan “cam elyaf takviyeli kompozit malzeme” ile üretilen GRP su depoları, geleneksel sistemlerden farklı olarak aşırı sıcak ve aşırı soğuk dış ortam şartlarından etkilenmiyor. GRP panellerin pürüzsüz yüzey yapısı ve cam elyaf içeriği nedeniyle UV ışınlarının geçirgenliği sıfıra yakın olduğu için su içerisinde; yosun, mantar ve bakteri oluşumunu önlüyor.
WRAS, önemli bir satın alma kriteri
Ancak ülkemizde ve dünya genelinde üretilen her GRP Su Deposu, aynı kalite ve standartlarda üretilmiyor. Marka tercihi yapılırken dünyada içme suyu kalitesinin ölçüm ve kontrol standartlarını belirleyen WRAS (Water Regulations Advisory Scheme) belgesi önemli bir satın alma kriteri olarak kabul ediliyor. Yalnız, ürünün WRAS tarafından hangi derecelendirme sınıfı ile belgelendirildiğine dikkat etmek gerekiyor. Çünkü Türkiye’de ki GRP depolarda depolanan su, 23 °C’ye kadar sağlıklı kalabiliyor; ancak biz Ekomaxi olarak, üretimde yakaladığımız yüksek standartlar ile yurt içinde bu oranı 27 °C daha arttırarak 50 °C’ye çıkarmayı başardık ve GRP depolarda bu değeri yakalayan tek firmayız.”
Modüler paneller halinde üretilen Ekomaxi GRP su depoları, mevcut bir betonarme su deposunun yerine rahatlıkla kurulabiliyor. Bu nedenle yaşam alanlarının suyunu güvenle depolamak isteyenlere, uygulamada da büyük kolaylık sunuyor.