Sağlıklı İç Ortam Havasının Sürdürülebilirliği, Verimliliğin Göz Önünde Tutulması ile Mümkün
Özel iç ortam hava koşullandırması gereken alanlar dışında, klima santralleri çoğunlukla %10-20 dış ortam havası karışımlı olarak çalıştırılır. Ancak tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi, ağırlıklı olarak kapalı ortamlarda hava yolu ile bulaş riskinin arttığı tespiti ile birlikte iç ortam hava kalitesi konusunu mercek altına taşıdı. Mevcut havalandırma yönergeleri ilgili otoriteler tarafından gözden geçirilerek bazı tavsiye notları ve kılavuzlar hazırlandı. Havadaki patojen konsantrasyonunu kontrol altında tutmanın etkili bir yolu olarak, havalandırmanın 7/24, %100 dış ortam havası ile yapılmasını, bu mümkün değilse dış hava oranının olabildiğince fazla tutulmasını önerildi. ASHRAE, CDC (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri) ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) koronavirüsün yayılmasını yavaşlatmaya yardımcı olmak için HVAC sistemlerinin günde en az 4 saat (ancak tercihen daha fazla) çalıştırılmasını tavsiye etti. Virüsün bertarafı için klima santrallerinin %100 dış ortam havası ile çalıştırılması, enerji tüketimlerini artırdı.
Araştırmalar, konfor koşulları için olduğu kadar bulaş riskinin düşürülmesi için bağıl nemin %40-%60 aralığında tutulmasının uygun olacağını gösteriyor.
%40'tan daha az bağıl nemde virüsler daha kolay yayılır, kuruyan boğazlar ve burunlar da bulaş riskini artırır. %60'tan fazla bağıl nem, küf ve virüs gelişimi için bir inkübatör oluşturur, konfor algısını da zayıflatır.
Mevcut araştırmalar, artan hava akışının ve binalarımıza daha fazla dış hava girmesinin bulaş riskinin azaltılması konusunda umut vaat ettiğini gösteriyor. Ancak, iç ortamlara %100 dış hava taşınırken, aynı zamanda önerilen %40-60 bağıl nemi nasıl koruyabiliriz? Yaz aylarında %100 dış ortam havası ile çalışırken bağıl nemi %60’ın altında tutabilmek için sistem eklemelerine gerek duyulabilir. Kış aylarında ise ortam ısısını konfor koşullarında tutabilmek için ısıtma tarafının genişletilmesine ihtiyaç olabilir. Yani her iki mevsim koşulunda da klima santrallerinin %100 dış ortam havası ile çalışması önemli bir maddi yük getirmektedir.
Klima santrallerinin %100 taze hava ile çalışması
Aldağ A.Ş. Ar-Ge Merkezi Yöneticisi Hamza Sonkur “%100 taze hava, yüzeysel olarak baktığınızda kulağa çok hoş geliyor ama sürdürülebilir bir şey değil” diyor ve hem sağlıklı hava sağlayacak hem de enerji faturalarını yükseltmeyecek yaklaşımı şöyle özetliyor:
“İç ortamdan alınan hava, yeniden içeriye verilmeden önce çok doğru bir şekilde filtre edilebiliyorsa ve bu garanti altında tutulabiliyorsa, %100 taze hava ile çalışma, olmazsa olmaz bir seçenek olarak görülmemeli. Doğru ve güvenilir filtreleri kullanarak ve doğru periyodla değiştirilmesini sağlayarak iç ortam havasını sağlıklı tutabilmek mümkündür. DIN 1946/4 standardında da; belli bir oranda taze havanın yeterli olabileceğine dair net ifadeler mevcut. Bu oranlar, mekanların kullanım amacına göre değişiklik gösterebiliyor.
İklimlendirme sistemleri, binalarda enerjiyi en fazla harcayan sistemlerdir.
İklimlendirme sistem çözümleri geliştiren ALDAĞ olarak minimum enerji tüketimini hedefliyoruz. Bunun için kullandığımız tüm ekipmanların en yüksek verimlilik sınıfında olmasına özen gösteriyoruz. Klima santrali bazında en çok enerji harcayanlar fanlar ve motorlardır. Fanlarda EC motor veya alternatif olarak çok yüksek verimlilik sınıfındaki IE3 motor kullanıyoruz.
Cihazlarımızda 0.37 kW’tan 55 kW’a kadar motorlar kullanıyoruz. 2016 yılında Avrupa’da zorunlu tutulan IE2’lerin yerine IE3’ler geldi, bu arada EC motorlar da gelişim göstererek yaygınlaştı. EC motorlar fan gövdesine direkt akuple olduğu için sürtünme, kayış kasnak kayıplarını elimine eder. Ayrıca motor iç yapısı ‘brushless’ yani fırçasız DC sisteme sahip olduğu için de sürtünme kayıplarını giderir. Bu nedenle EC motorları tercih ediyoruz, ama alternatif olarak IE3 ve invertörlü sistemleri de kullanıyoruz. İnvertörlü sistemler sayesinde; klima santralimiz, müşterinin istediği devirde çalışıyor, gerek duyulan ihtiyaca tam olarak hitap edebiliyor. Bataryalara sıcak ve soğuk su sağlayan sistemlerde kullanılan motorların da, kompresörlerin de invertörlü olması gerekiyor.
%100 taze hava ile “gece süpürmesi”
Sağlıklı iç ortam havası, verimlilik asla göz ardı edilmeden temin edildiği zaman sürdürülebilir olacaktır. Ancak pandemi gibi kamu sağlığının tehdit edildiği dönemlerde, yapıların daha az kullanıldığı gece saatlerinde, örneğin iki saat boyunca %100 taze hava ile “süpürme” yapılması, enfeksiyon riskini azaltırken, enerji faturalarına da olumlu yönde yansıyacaktır.