Header Reklam
Header Reklam

Kendi enerjisini üretebilen cephelere eğilim artıyor  

18 Haziran 2018 Dergi: Haziran-2018
Kendi enerjisini üretebilen cephelere eğilim artıyor  

Şehir peyzajında görsel şıklık oluşturan, dekoratif ve manzara sağlayan yüksek katlı binalarda ve gökdelenlerde kullanılan cam kaplama, ısıyı artırırken, rüzgar yapısını da değiştirerek şehir iklimini oluşturuyor. TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası 2. Başkanı Ahmet Köse AA Muhabirinin sorularını yanıtladı ve cam cepheli binalarla ilgili oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu. Köse, aşırı şehirleşme nedeniyle iklim parametrelerinin birçok özelliğinin kaybedebildiğini anlatarak, doğal örtünün yerini alan binalar, asfalt yüzeyler, özellikle büyük metropollerde hızla artan cam giydirme binaların yansıtma özelliğiyle şehirlerde ısı adaları oluştuğunu söyledi. Köse: “Hava sıcaklığı yüksek olduğunda asfalt sıcaklığı 58 derece ve beton sıcaklığı 54 dereceye kadar çıkabiliyor. Ayrıca cam binalar, gelen ışığı yansıtması sonucu civarındaki sıcaklığı 3 dereceye kadar artırmaktadır. Beton ve asfalt kaynaklı sıcaklık farkını da hesaba kattığımızda 33 derece olan sıcaklık Maslak'ta ortalama 42-45 derece aralığında, hemen yanı başındaki Belgrad Ormanları'nda ise 32 derece hissedilir. Dolayısıyla ortaya 10 derecelik sıcaklık farkı çıkıyor" dedi.

Cam binaların yol açtığı bu ısınmanın insan ölümlerine bile neden olabildiğine dikkat çeken Köse birçok iklim tipi için binaların camla kaplanmasının uygun olmadığını kaydetti. Köse, binalarda cam türü seçiminde, yapının bulunduğu bölgenin iklimi, konumu-güneşlenme durumu, kullanım amacı ve buna göre gereken görsel, ısısal ve akustik koşulların önemli olduğunu belirterek, “Doğada olmayan bir yükselti yaptığınızda (gökdelen gibi), rüzgarın gücünü ve doğal esinti yönünü etkilersiniz. Rüzgar gökdelenin gövdesine çarptığında, bina yüksekliğinin 50 katına kadar uzayabilen mesafede rüzgarsız alan oluşmaktadır. Bina yüzeyi boyunca düşey hareket eğilimi gösteren rüzgar, gökdelenin dibindeki insanları rahatsız edecek kuvvette türbülans ve ses oluşturmaktadır. Gökdelenler, rüzgar için mükemmel bir kapan görevi görür. Yere yakın rüzgarlara göre çok daha kuvvetli olan üst seviye rüzgarlarının önünü keserek aşağıya doğru yönlendirir ve bina yüzeyi yakınında arzu edilmeyen farklı bir sirkülasyona neden olur. Bu yeni oluşan rüzgarlar nedeniyle sakat kalan veya hayatını kaybeden insan sayısı tahmin bile edemeyeceğimiz kadar fazladır. Gökdelenler cam kutular olarak değil, opak (dolu) cepheler olarak tasarlanmalıdır. Bu ayrıca binanın dış sıcaklık ve iklim değişikliklerinden daha fazla izole edilmesini sağlar. Yerin özellikleriyle ilişkili, fiziksel, çevresel ve kültürel bağları olan gökdelenler tasarlanmalıdır” diyor.

Cam cepheye alternatif, kullanışlı, çevreci, enerji dostu alternatifler neler olabilir diye baktığımızda pek çok seçenek bulmak mümkün ama ben burada iki şahane uygulamadan bahsedeceğim:

Birincisi -kabul etmeliyim ki biraz uç bir örnek olacak- Hamburg’da yapılmış ve dünyada bir ilk olma özelliğine sahip cephesindeki panellerde yosun yetiştirilerek bu yosunlardan enerji üreten bina örneği. Biyoyakıt üzerinde çalışan araştırmacıların geliştirdiği proje ilk kez Hamburg'daki uluslararası bir fuarda görücüye çıkmıştı. Binanın dış cepheleri yosun yetiştirilen ince akvaryumlarla kaplı. Söz konusu bina ile ilgili bilgi veren bir yetkili şunları söylüyor: “Binanın dışındaki özel bölümlerde bazı katkı maddeleriyle yosunlar normal yosunlardan 10 kat daha hızlı büyüyorlar. Yağlanmaları sağlanan bu yosunların yağı toplanıp biyoyakıta dönüştürülüyor. Ve binadaki 15 dairenin ısınması için gerekli enerjiyi sağlıyor.” Yeşil altın olarak nitelendirilen su yosunu yeni, çevreci ve yenilenebilen enerji kaynaklarından biri olma yolunda.

Daha ulaşılabilir olan ikinci örnek uygulama ise Türkiye’den: Bursa ilinde gaz dağıtım ve ticareti hizmeti veren Bursagaz’ın yönetim binası. LEED for New Construction kategorisinde Platin seviyesinde LEED sertifikası almaya hak kazanan binanın hem inşasında hem de dekorasyonunda kullanılan malzemeler uluslararası ‘yeşil bina’ standartlarına uygun olarak seçilmiş. Yağmur sularının ve atıksuların mekanik olarak kontrol edildiği yapının cephesine fotovoltaik paneller yerleştirilmiş. Böylece cephenin de bir enerji kaynağı olarak kullanımı sağlanmış.

Cephe konusuna yepyeni bir açıdan bakan bu tarz örneklerin artması umuduyla…

Gökçen Parlar Ünal

gokcenparlar@dogayayin.com



Slider Altına