En verimli sonuç için projeye göre sistem
Moda kavramı, sadece giyim kuşam kozmetik alanında etkin değil, bazı durumlarda neredeyse her sektörde etkili olabiliyor. Sektörde kullanılan bazı cihaz ve sistemler, beğenilince yatırımcılar tarafından talep görmeye başlıyor ve kendi “moda trendini” yaratıyor. Peki hangi parametreler önemseniyor? Bazen (özellikle yap-sat projelerde daha hızlı satış sağladığından) cihaz ya da sistemin şık bulunması, bazen başka bir projede çok verimli sonuçların alınmış olması yatırımcıyı cezbediyor. Hatta cihazın mesela Avrupa’da daha çok tercih edilmesi, yurtdışından getirilmiş olması ya da yerli üretim olması, ünlü bazı projelerde tercih edilmiş olması da ilgiyi ve talebi artırıyor.
Giyim kuşam konusunda da kesinlikle bir şeyin sadece moda olduğu için tercih edilmesinden yana değilim. Başkalarına çok yakışabilir, ama kendi üzerinizde yapacağınız denemelerde önce aynaya bir bakmakta fayda var derim.
Aynı şekilde bir cihaz ya da sistem, her projede kullanılabilir diye bir şey söz konusu olamaz. Öyle olabilse, birbirinden farklı özellikte bunca cihaz ve sisteme gerek kalmazdı. Tek tip üretim, her koşulda her binayı kurtarabilirdi nasıl olsa. Oysa her proje, kendine özgüdür. Projenin yapılacağı bölgenin iklim özellikleri, zemin özellikleri, kullanım şekli, kullanım amacı, hatta cephe özellikleri, kişi sayısı-yoğunluğu gibi pek çok farklı parametre, kullanılması gereken cihaz ve sistemlerin seçiminde kritik öneme haizdir. Bu nedenle projeye göre sistem seçimi her açıdan en verimli sonucu doğurur.
Bu noktada bir de uzmanlık devreye giriyor elbette. Çünkü uzmanlık; seçilen cihaz ya da sistemin verimini etkiliyor. Şöyle ki; dünyanın en iyi cihazını alıp binanıza kurabilirsiniz. Ama cihaz projeye uygunluk göstermiyorsa, bir faydasını göremezsiniz. Cihazın projeye uygunluğu konusunda uzman görüşünü almak, bu aşamada ciddi fayda sağlar. Bazı projeler, birbirinden farklı cihaz ve sistemlerin bir arada kullanılmasıyla çok daha verimli hale getirilebilir. Yine doğru cihaz ve doğru proje şansını yakalamış olsanız da uygulamada yapılabilecek hatalar yine istediğiniz sonuçtan uzaklaşmanıza neden olabilir. Verimli sonuçlar için her işi uzmanına bırakmamız ve seçimlerimizi “beğenilerimiz” doğrultusunda değil “ihtiyaçlarımız” doğrultusunda yapmamız gerekir.
Verimlilik demişken, enerji üretimi konusuna da değinmekte fayda var zira milletçe cari açığımızdan sorumlu birinci gider kalemimiz ithal enerjimiz. Bu noktada bize yukarıdan ışıldayan harika bir şansa sahibiz: Güneş enerjisi.
MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar, TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından düzenlenen VII. Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu ve Sergisi’nin açılışında: “Ülkemiz, güneş enerjisini daha çok sıcak su amaçlı olarak kullanmaktadır. Güneş enerjisi ile elektrik üretimine birçok ülkede çatı uygulamalarıyla başlanmış olmasına rağmen ülkemizde bu yol tercih edilmemiştir. Oysa güneş enerjisi, dünyanın enerji ve iklim değişikliği sorunları için dikkatlerini yönelttiği en önemli kaynaklardan biridir. Hatta Japonya’daki Fukishima nükleer santral kazasından sonra güneşten elektrik üretimi, politikalarda öncelikli tercih edilen bir kaynak haline gelmiştir. Dünya enerji sektörü radikal bir değişimin eşiğindedir. Yerli güneş enerjisi endüstrisinin gelişimini desteklemek üzere 6094 sayılı kanun değişikliği ile getirilen yerli üretime ilave teşvikler konusu özellikle güneş enerjisi sektörünün yeni gelişmeye başladığı ülkemizde önemli bir düzenlemedir. Zira Türkiye yenilenebilir enerji potansiyelini değerlendirirken, ithal teknoloji ve ekipman için önemli bir paranın yurtdışına akması da önlenebilecektir. Türkiye yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları açısından birçok güçlü yöne sahip bir ülkedir. Güneş enerjisi ile birlikte su, rüzgâr, jeotermal, hidroelektrik ve linyit kaynaklarımızdan elde edilebilecek kurulu güç olanaklarının iyi değerlendirilmesi ile ülkemizin yüzde 75-76 seviyesine ulaşan enerjide dışa bağımlılığını ciddi ölçülerde azaltması söz konusu olabilecektir” diyor.