Enerjinin verimli kullanımı ulusal politika haline getirilmeli
Enerji verimliliği, her geçen gün atan enerji ihtiyacı ile Türkiye’nin en önemli gündem maddeleri arasındaki yerini koruyor.Türkiye bugün doğalgaz, petrol, kömür, ithalatında ve dünya “net enerji ithalatında” ön sıralarda yer alıyor. Üstelik enerji tedarikinde süreklilik ve güven, Türk sanayicisi için ciddi öneme sahip konulardır. Ekim ayında EPDK’nın enerji alım fiyatlarında yapması beklenen zam gelmeyince OSB’lere elektrik sağlayan tedarikçi firmalar zarar ettikleri gerekçesiyle sözleşme iptallerine başladı. OSB’ler ise üretime ara vermemek için yüksek tarifeyle elektrik alımı yapıyor.Enexion Enerji Danışmanlık Genel Müdürü Ceren Özdal,“Öngörülmesi zor etmenler, yıl içerisinde arz fazlalığına ve dolayısıyla düşük fiyatlara; bazı dönemlerde ise arz sıkıntısına ve yüksek fiyatlara yol açabiliyor. Yatırımların miktarı, yakıt fiyatları ve mevsimsellik gibi etmenlere bağlı olarak elektrik fiyatları tahmin edilenden daha farklı oluşabiliyor. Hem tedarikçilerin hem de sanayicilerin risklerini iyi yönetmeleri kritik önem taşıyor. Elektrik piyasalarında, özellikle piyasada faaliyet gösteren katılımcıların riskten korunmak ve yatırımlarını daha güvenli bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla türev ürünlere duyduğu ihtiyaç artacak” diyor.Özellikle OSB’ler gibi sabit ve indirimli fiyattan alım yapan sanayicilerin sözleşmelerinin iptal edildiğini, güncel durumda birçok sanayicinin güvenli gördükleri ulusal tarifeye döndüklerini belirten Özdal, özel sektördeki tedarikçilerin şu anda ulusal tarifeden daha uygun fiyat veremediğini ifade ediyor. Enerji piyasalarının liberalleşmesiyle birlikte artık sabit fiyatın sürdürülebilir olmadığını ve hem tüketiciyi hem de tedarikçiyi mağdur durumda bıraktığını bildiren Özdal, yakın zamanda sabit fiyattan uzun dönemli alım döneminin sona ereceğini vurguluyor.
Türkiye’nin enerji sorunu, TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından düzenlenen IV. Enerji Verimliliği Kongresi’nde de detaylı olarak irdelendi. MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar açılış konuşmasında bazı kritik noktaların altını çizdi. Çakar: “Enerji toplumsal yaşamın ve biz makina mühendislerinin ağırlıkla çalıştığı konu ve ülke sanayisinin en temel girdisi konumundadır. Dünya enerji sahnesinde enerji kaynaklarının kullanımı ve bu kaynaklar üzerindeki hakimiyet kavgası doruk noktaya ulaşmıştır. Enerji kaynaklarının kullanımı, ülkelerin egemenlik ve bağımsızlıklarıyla iç içe geçmiştir. Ülkemizde nüfus artışı ve sanayileşmeye bağlı olarak enerji talebimiz hızla artmaktadır. Dünya ortalamasının üç misli bir enerji talebi ile karşı karşıyayız. Artan enerji ihtiyacımızın ucuz, sürekli ve güvenli bir şekilde karşılanmasında yaşanan sıkıntılar ülkemizin en önemli problemlerinden biridir. Stratejik bir planlamanın olmaması, ithal doğalgaza dayalı elektrik enerjisi üretim tesislerinin teşvik edilmesi, kamunun enerji yatırımlarından çekilerek mevcut zenginliklerimizin değerlendirilmemesi sorunlarımız arasında yer almaktadır. Dışa bağımlılık yüzde 75,9 gibi çok ciddi bir boyuta ulaşmıştır ve bağımlılık oranı her yıl biraz daha artmaktadır. Artan enerji ihtiyacımızın ucuz, sürekli ve güvenli bir şekilde karşılanmasında yaşanan sıkıntılar, ülkemizin en önemli problemlerinden biridir. Bunun en önemli nedeni, stratejik bir planlama anlayışının olmaması, ithal doğalgaza dayalı elektrik enerjisi üretim tesislerinin teşvik edilmesi, kamunun enerji yatırımlarından çekilmesi; zengin linyit rezervlerimizin ve hidrolik kaynaklarımızın değerlendirilmemesi; bu alanlara yatırım yapılmaması, yenilenebilir enerji kaynaklarımızın yeterince değerlendirilememesidir. Güneş, su, rüzgâr, jeotermal, hidroelektrik ve linyit kaynaklarımızdan elde edilebilecek kurulu güç olanaklarının iyi değerlendirilmesi ile ülkemizin yüzde 75-76 seviyesine ulaşan enerjide dışa bağımlılığını ciddi ölçülerde azaltması söz konusu olabilecektir.
Sorunların çözümü kamusal planlama ve yerli kaynak kullanımını esas alan enerji politikalarının en geniş katılımla oluşturulup uygulanmasından geçmektedir. Bu politikalarda enerji verimliliği özel bir yer tutmalıdır. Türkiye mutlaka etkin enerji verimliliği politikaları ve enerjide kaynak çeşitlemesine yönelmek, bir tür bir “enerji aydınlanması” gerçekleştirmek zorundadır. Enerjinin verimli ve etkin kullanımı ulusal, toplumsal bir politika haline getirilmelidir.
Bu noktada ülkelerin sahip olduğu en önemli öz kaynak olan enerji verimliliğinin daha da etkinleştirilmesi, kurumlardaki kadroların güçlendirilmesi, genel ve sektörel hedeflerin ve eylemlerin belirlenmesi, halkın ve sanayicinin enerji verimliği önlemlerini uygulamak üzere teşvik edilmesi, mevzuatın gözden geçirilerek düzeltilmesi ve tüm bu çalışmaların yerli mühendis ve mimarlar tarafından yürütülmesi gerektiğini düşünmekteyiz.”
Gökçen Parlar Ünal
gokcenparlar@dogayayin.com