Siyasi Krize Ekonomik Çözüm

Gelir ve giderini kontrol edemeyen, fi-nansal sorunlarını iç ve dış borç yolu ile aşmayı alışkanlık edinen, varlıklarının envanterine bile sahip olmayan devlet yönetimi için yolun sonuna gelindiği ne acıdır ki, IMF ve DB tarafından son bir kez ve bu defa ulusal onurumuzu incitecek boyutlara varan kesinlikte gösterilmektedir. Tüm beceriksizliğine rağmen bedel ödemeye yanaşmayan, demokrasi kültüründe istifa erdemi yer almayan yönetimden kaynaklanan umutsuzluk, iş aleminin, sanayicinin sağduyusu ve çalışmaları sayesinde kırılmaktadır. Krizden çıkış yolu olarak yatırıma devam etmeyi, ihracata yönelmeyi, uluslararası kalite sertifikalarına haiz üretimi, yeni pazarlara açılmayı öngören sanayicimizin göze aldığı özveri, geleceğimiz için umut vermektedir. Sanayileşmiş toplumlar ile geri kalmış toplumlar arasındaki önemli farkların başında ülke yönetimlerinde gördüğümüz istikrar gelmektedir, istikrarlı yönetimlere sahip ülkeler için ekonomik yaşam planlanabilir bir olgudur. Yatırıma karar verirken yarın hükümet değişirse ne olur sorusuna yer yoktur. Üretimin bütün unsurları için sağlanan güvenli ortam verimlilik ve huzurun, refahın alt yapısını oluşturur.

Bu açıdan bakıldığında yatırımcımızın, sanayicimizin ülkemiz koşullarına rağmen başarısı daha iyi anlaşılmaktadır. Tesisat sektörünün iletişiminde önemli bir yeri olduğuna inandığımız dergimizin bu sayısını hazırlarken kapak konusu olarak umut veren gelişmelere yer vermeyi bu açıdan da bir görev olarak gördük. Sektörümüzün yatırım, ihracattaki gelişme ve pazar hareketliliği haberlerine bugün, dünden daha çok gereksinim duyduğuna inanıyoruz. Durup bekleyerek değil, günlerce ne yapacağız diye düşünerek değil, kaynaklarımızı yatırıma yönlendirerek, daha çok ve verimli çalışarak, sadece iç pazarı değil, dış pazarları da hedefleyerek devam ettiğimizi görmek bizleri de sevindirmektedir. Sektörümüzün basını olarak sanayicimizin, firmalarımızın gayretlerini sevinerek yayınlıyoruz. Ancak hükümetimiz bu gayretleri desteklemek bir yana, üstelik bu dönemde üretime devam eden, çalışan herkesi pişman etmek için SSK primlerini yükseltmeyi, KDV yi artırmayı, gümrüklerde işi olanın burnundan getirmeyi icraat sanmaktadır. Tüm bunlara rağmen ülkemizde gelişmeden yana olan üretken unsurların en sonunda siyasi karar mekanizmalarını da etkileyeceğine, olumlu yönde yönlendirmesi olabileceğine ülkesini seven herkes gibi biz de inanıyoruz.

İsmail CEYHAN