Küresel yarışın yeni parkuru; “Güneş Enerjisi”
Alternatif enerjiler, enerji tüketen sistemler için ne kadar iyi birer alternatiftirler? Pazar değerleri nedir? Kısa, orta ve uzun vadeli gelişmeleri için neler öngörülüyor? Enerji tüketimini kısıtlayan veya kısılmasını teşvik eden yasal düzenlemeler, ne denli pazar motivasyonu sağlayacak? Bu ve benzeri pek çok sorunun yanıtı, “fiyat/fayda” bağıntısına göre biçimleniyor. Fiyatı aşağıya, faydası yukarıya çekilebilen her şey, pazar değerine, cazibesine sahip demektir. Konvansiyonel enerji kaynakları tükenir ve çevreyi tüketirken, yenilenebilir enerji kaynaklarını da gündemin ilk sıralarına taşıyor. Bu kaynaklar arasında da güneş, pazarın da en parlak alternatifi olarak göz kamaştırıyor.
Güneş enerjisinden kullanım sıcak suyunun eldesi, Türkiye için de, tüm dünya için de çok eski bir yöntem sayılır. Türkiye’nin özellikle güneyinde, güneş-toplar düzlemlerin icadından da önce, çatılarda güneşin ısıttığı suyu barındıran tank, boyler gibi hazneler kullanılıyordu. Bolca güneş alan bölgelerde kullanım suyunun ısıtılmasında güneş enerjili sistemler, maliyet/fayda sınavını çoktan geçmiş durumda. Kış ayları da güneş alan ve aşırı soğuk geçmeyen bu bölgelerde, kullanım suyunun yanı sıra mekan ısıtması konusunda da güneş kolektörlerinin şansı yüksek sayılır. Ancak güneş enerjili su ısıtma ve ısınma sistemlerinin pazar cazibesi, iklim kuşaklarına göre değişiyor. Bazılarına göre Akdeniz gibi nispeten sıcak iklim kuşağında bulunmayan bölgelerde fayda (verim) konusunda aşılması gereken bazı etaplar var. Mekan ısıtılmasına ihtiyaç duyulan kış aylarında, bu gibi bölgelerde güneş enerjili sistem, bir başka ısıtma sistemi ile “kombine edilerek” kullanılabiliyor. Bu ise fiyat/fayda ilişkisini yeterince cazip hale getiremeyebiliyor. Ama bir yandan teknoloji geliştirenler verim üzerine çalışırken, öte yandan enerji ve çevre politikalarından sorumlu devlet organlarımız, enerji tüketimini kısıtlarla ve teşviklerle indirgeyecek yasal düzenlemeler getiriyor.
Güneş enerjisinin havuz suyu ısıtılmasında kullanımı, soğutma alanında kullanımı, elektrik enerjisi üretiminde kullanımı gibi pek çok açılımı var. Ama verim konusu, bu kullanım alanları için de geliştirilmeye ihtiyaç gösteriyor. Kolektörlerin kapladığı alanlar düşürülebildikçe, güneş enerjisinin ticari başarısı da yükselecek.
Güneş enerjisinin en büyük pazar fırsatı sayılan sıcak su eldesinde kullanımı için geliştirilen teşvik uygulamaları, pazarı ivmelendiriyor ve köylerin bile güneş enerjili sistemlerle tanışmasına yardımcı oluyor. Örneğin Orman Köyleri (ORKÖY) Kalkınma Genel Müdürlüğü'nün orman kesimini önlemek amacıyla uygulamaya koyduğu 'Güneş Enerjili Su Isıtma Sistemi Kredisi Projesi' kapsamında Bingöl'de 16 köyde 699 adet güneş enerjisi sistemi kuruldu. Çevre ve Orman Bakanlığı, Afyonkarahisar'ın köylerini güneş enerjili sistemlerle tanıştırıyor. Çevre ve Orman İl Müdürlüklerine başvuran köy muhtarları, köylerini “orman köyü” olarak tescil ettirirlerse, köyde oturan herkes güneş enerji sistemini kurdurabiliyor. Kurdurma işlemlerinin tamamı il müdürlüğü ekipleri tarafından yapılıyor. Köylünün borçlanması için ise çok uzun vadeli geri ödeme planı imkanı sunuluyor.
Tabii bu alanın küresel pazarında da bildik Çin rüzgarları, pazarın daha büyük önem taşıdığı ülkelerde, “damping” karşısında “korumacılık” gibi ekonomik bariyerlere çarpıyorve yeni tartışma alanları açıyor. Alman güneş enerjisi şirketleri Conergy ve Solarworld, Çinli üreticilerin kendilerinden yüzde 20 daha aşağıda olan fiyat politikalarıyla ilgili endişelerini gündeme getirince, bu kaygıları ABD’li firmalar tarafından da desteklenince, bu kez öncü rolü kaptırmak ile sistemin yayılma hızını durdurmak endişesi, tartışılan bir çelişki konusu olarak gündeme geldi. Bir yanda maliyetlerin azaltılmasının dünyanın çıkarlarına hizmet ettiği, öte yanda çevre ve ekonomi politikalarına yatırım yapan ülke kuruluşlarının rekabet sorunu ile göreceği zararın bu alandaki gelişmeyi yavaşlatabileceği görüşleri var. Güneş enerjisi alanında tam bir küresel yarış söz konusu.