Kojenerasyon neyin nesi?
Bir bilgiye sahip olmak önemlidir. Ama o bilgi faydaya dönüşmüyorsa, bu ciddi bir eksikliktir. Nitekim bildiğiniz, "biliyor olmaktan" başka hiçbir işe yaramaz. Enerji verimliliği ile ilgili çalışmalar ülkemiz ile birlikte tüm dünyada gündemi oluşturuyor. Ülkemizde pek çok kişi, kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri, bu konu ile ilgili neler yapılabileceğini biliyor, yapılması gerekenleri dile getiriyor. Fakat ne yazık ki uygulama konusundaki hızımız ortada.. Yasa çıkarıyoruz, eksikleri kağıt üzerinde gideriyoruz, revizyonlar yapıyoruz fakat uygulayamıyoruz. Doğru olanı biliyor, hayata geçiremiyoruz.
Bu ay dergimizin konusunu ısı geri kazanımı ve kojenerasyon sistemlerine ayırdık. İçeriği hazırlarken de tuhaf bir gerçekle karşılaştık. Enerji kayıplarının en aza indirilmesi, üretilen enerjiden maksimum fayda sağlanması konusunda herkes hemfikir ama sektörde kojenerasyon ve enerji geri kazanım sistemleri-uygulamaları hakkında çalışma yapan firma-kurum sayısı çok az..
Kojenerasyon, ısı ve elektrik veya mekanik enerjinin aynı tesiste eş zamanlı olarak üretilmesidir. Kojenerasyon sistemleri, tüm dünyada konvansiyonel enerji üretim sistemlerine göre daha temiz ve çevreci bir sistemdir, ayrıca verim konusunda da kendini ispatlamıştır. Bu işlemin daha küçük boyutlardaki uygulamaları ise mikro kojenerasyon olarak adlandırılıyor. Mikro kojenerasyon üniteleri genelde ısıtma cihazları olarak görev yapıyor ve konvansiyonel kat kaloriferleri gibi evsel sıcak su ve ısıtma ihtiyacını karşılayabiliyor. Bunun yanı sıra elektrik de üreterek, sistemin toplam enerji veriminin artmasını sağlıyor. Bu da yakıt tasarrufu, düşük sera gazı salımları ve elektrik maliyetlerindeki azalma şeklinde faydalar doğuruyor.
Konvansiyonel, büyük ölçekli bir kombine çevrim santrali, tükettiği enerjinin ortalama % 52-55'ini elektrik enerjisine dönüştürüyor. Kalan enerji ise atık olarak doğaya salınıyor. Üstelik, kullanıldığı noktanın uzağında üretilen enerji, kullanıcıya ulaşana dek birçok farklı nedenle kayba uğruyor. Bu durumda enerji üretmek için tükettiğimiz enerji konusunda söylenebilecek bir tek şey var: "Astarı yüzünden pahalı.." Enerjiyi dışarıdan oldukça ciddi bedeller ödeyerek aldığımızı söylemeye gerek yok, herkesçe malum.. Elektriğinin yaklaşık yarısını doğalgaz ile üreten bir ülke olarak; Proje Mühendisi ve TTMD Önceki Dönem Başkanı Abdullah Bilgin?in de altını çizdiği gibi, doğalgaz çevrim santrallerinde kojenerasyon sistemlerinin varlığı ve atık ısının bölgesel ısıtmada kullanılması hayati önem taşıyor.
Enerjiyi verimli kullanmak, mevcut koşullarınızda, konfor şartlarınızda bir değişiklik olmaksızın aynı enerji miktarı ile daha çok iş yapmak, bir diğer değişle aynı işi daha az enerji tüketerek yapmak demek. Bir yandan enerjiyi verimli kullanmaktan bahsederken öte yandan ürettiğimiz enerjiyi doğaya armağan etmek, savurganlıktır. Zaten doğanın da bu armağandan pek hoşlanmadığı kesin.. Öyleyse ne yapmalı? Sanıyorum işe önce savurganlıktan vazgeçerek başlamalı..
Bulunduğumuz koşulları iyi bilmeli, tasarruf sağlayabileceğimiz her türlü detayı değerlendirmeli, bu doğrultuda çözümler üretmeli, ama en önemlisi bulduklarımızı hayata geçirip fayda yaratmalıyız; kendimize, ülkemize, geleceğimize...
Gökçen Parlar
Yazı İşleri Müdürü
gokcenparlar@dogayayin.com