Isıtma pazarının grafiği değişiyor
Bugüne damgasını vuran ve geleceğin önemli bir diliminde de başrolü oynamaya devam edecek olan "çevre dostu teknolojiler", "enerji verimliliği" ve "yenilenebilir enerjiler" konuları, ısıtma pazarını çok büyük ölçüde değişime sevk ediyor. Çevreci lobilerin baskısı günden güne artıyor. Ülkemizde CO2 salınımının kırk yıllık grafiğine baktığımızda; 1965 yılı için 30 milyon ton olan CO2 emisyonu hacminin 2008'e gelindiğinde neredeyse 10 kat artış göstererek 296 milyon ton mertebelerine geldiğini görüyoruz. Sadece 2007'den 2008'e, bir yıllık artış oranı %1.5...
Primer enerji tüketimi de doğal olarak buna paralel bir seyir izliyor. 1965'te 9.2 milyon TEP olan primer enerji tüketimi, 11 kattan fazla artış göstererek 2008'de 102.6 milyon TEP'e ulaşmış. 2007'den 2008'e artış oranı ise %1.2.
2007'de primer enerji tüketimimizin fuel oil kaynaklı miktarı 30.5 milyon TEP iken, 2008'de yaklaşık %6'lık bir artışla 32.3 TEP olarak gerçekleşmiş. Doğalgazda da benzer bir grafik söz konusu.. Primer enerji tüketimi içinde doğalgazın payı 2007'de 31.6 milyon TEP iken, 2008'de 32.4 milyon TEP mertebesine yükselmiş. Ama hidroelektrik ve kömürde ise düşüş kaydedilmiş. Elektrik üretimimiz; 1990'da 57.5 terawatt/saat'ten, 2008'de 3.5 kat artış göstererek 199.1 terawatt/saat'e yükselmiş.
Küresel bazda baktığımızda 2008'de petrol tüketimi % 0.6 düşüş gösterirken, primer enerji tüketimi %1.4 artmış. Demek ki enerji arzında petrol haricindeki alternatiflerde artış kaydedilmiş.
SVGW/SSIGE'nin "Gelecekte Konutların Isıtılmasında Doğalgaz Olacak mı? başlıklı sunumunda, ısı pompaları ile termal güneş+gaz kombinasyonu en başta olmak üzere, aynı anda hem ısı hem elektrik üreten mikrokojen (micro CHP) sistemler, odun/pellet, eko-yakıt karışımları, gaz tahrikli ısı pompaları, Stirlink motorlu CHP (combined heat and power) sistemler; doğalgaz pazarının payını küçültebilecek alternatifler olarak sıralanıyor. Doğalgazlı sistemler için verilen pazar ömrü grafiğinde, pazara giriş, gelişme, olgunluk, doygunluk ve düşüş olmak üzere beş faz tanımlanmış ve doğalgazlı sistemlerin 3.fazda olduğu gösterilmiş; yani olgunluk döneminde... Bu sürecin mümkün mertebe uzun sürdürülebilmesi için, doğalgazlı sistemler alanında çalışanların tamamlayıcı, ilave bir takım sistem ve hizmetler geliştirmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Yani daha geniş ürün ve hizmet yelpazeleri, dolayısıyla daha çok bilgi, daha çok "enerji verimli" ve "çevre dostu alternatif gerekiyor.