İnşaat Sektöründen Ortaklaşa “Deprem Tedbirleri” Çağrısı
Türkiye İMSAD ile Türkiye İMSAD üyesi dernekler, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin yıldönümünde yaptıkları ortak bir açıklama ile depreme karşı alınabilecek tedbirlere dikkat çekti.
Kentsel dönüşümü hızlandırmak için binaların üç gruba kategorize edilerek planlama yapılması gerektiğine vurgu yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu : “Binalar üç grupta kategorize edilerek; ‘kesinlikle yıkılması gerekenler’, ‘güçlendirilerek kullanılabilecekler’, ‘deprem riski olmayan binalar’ olarak tasnif edilmeli. Alan dönüşümü esas alınmalı. Ayrıca ülkemizde kentsel dönüşüm kapsamında tek uygun çözüm olarak vurgulanan ‘yıkım ve yeniden yapımın’ yanı sıra, Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi ‘güçlendirme/yenileme’ çalışmalarının da önemli bir seçenek olduğunun farkında olmalıyız. Ülkemizde bu sürecin sağlıklı bir şekilde ve hızlanarak devam etmesi, kentsel dönüşümün salt bir bina dönüşümü olarak görülmemesi, 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar değil, 100 yıllık yapılar, yaşam alanları inşa edilmesi gerekiyor. Böylesi büyük ve kapsamlı çalışmaların uçtan uca planlanmasını önemli görüyoruz. Türkiye inşaat malzemeleri sanayisini temsil eden Türkiye İMSAD olarak, deprem gibi hayati bir konuda çözüm üretmeye, sorumluluk almaya devam edeceğiz" dedi.
Sivil toplum kuruluşlarının deprem tedbirlerine yönelik mesajlarından bazıları şöyle:
Armatür, Valf, Musluk, Tesisat Ekipmanları ve Vana Sanayicileri Derneği: Ülkemiz topografik yapısı ve iklim şartları sebebiyle depremler başta olmak üzere doğal afetlere karşı her zaman hazırlıklı olunması gereken bir konumdadır. Depreme dayanaklı binalar inşa etmek ve afet odaklı kentsel dönüşümün yanı sıra bulunduğumuz ortamın ve bulunduğumuz şehrin belli bir şekilde sürdürülebilirlik kavramı içinde var olmasını da sağlamak gerekmektedir. Özellikle İstanbul gibi çok göç alan şehirlerde sürdürülebilirlik kavramı çok önemlidir.
BİTÜDER - Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği: Yapıların taşıyıcı sistemlerine sızan su, korozyona, dolayısıyla taşıyıcı sistemdeki demirlerin çürümesine, zayıflamasına sebep olur. Yapılarımızı su yalıtımı ile korozyona karşı korumaya almalıyız. Su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyeti, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadardır. Sağlıklı güvenli yapılara kavuşmak, doğru malzeme seçimi ve uygulamalarla mümkün.
ÇATIDER - Çatı Sanayicileri ve İş Adamları Derneği: Yapının önemli bölümlerinden çatının dayanıklılığı, depremde hayat kurtaran bir unsur haline gelebilir. Ülkemizde milyonlarca yapıda standartlara uygun olmayan çatı bulunduğunu görüyoruz. Büyük bölümü geleneksel uygulama metotları ve malzemelerle yapılan bu çatılar, depremde oluşabilecek riskleri artırabilir. Bu nedenle deprem güvenliği için yapıların temelden çatıya her bölümünün dikkatli projelendirilmesi ve inşa edilmesi şart.
ÇEDBİK - Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği: BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda yapıların doğal afetlere karşı dayanıklı olmasının yanı sıra ekonomik, çevresel ve sosyal anlamda sürdürülebilir olmaları da dünyamız için büyük önem arz etmektedir. Bu amaçlar doğrultusunda, binalarımızın malzeme ve yapım yönetmeliklerine uygun olması, Yeşil Bina gerekliliğiyle inşa edilmesi hem güvenli hem de konforlu bir yaşam sunar.
ETMD - Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği: Yapıların elektrifikasyonu bağımsız ve yetkin kuruluşlarca kontrol edilip raporlanmalıdır. Standartları karşılayan malzeme ve cihazlar kullanılmalı, tüm tesislerde depremde elektriğin güvenli şekilde kesilmesini sağlayan ekipmanların kullanılması mecbur kılınmalıdır. Hastane, okul ve benzeri kamu binalarında, elektriği şebekeden bağımsız olarak kesintisiz sağlayacak sistemler oluşturulmalıdır. Gerektiğinde kullanılmak üzere seyyar enerji kaynakları kullanıma hazır halde bulundurulmalıdır.
İZODER - Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği: Yapı güvenliğinde su yalıtımı vazgeçilmez bir unsurdur. Ülkemizde inşa edilecek yapıların uzun yıllar boyunca dayanıklılığını koruması için; zemin etüdünün yapılması, yapının tekniğine uygun olarak tasarlanması, iç ve dış etkenlerden yalıtım ile korunması gerekmektedir. Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin doğru uygulanması ve etkin sonuçlara ulaşabilmesi için, ‘doğru malzeme’, ‘doğru detay’ ve ‘belgelendirilmiş çalışan’ üçgenin eksiksiz çalıştırılması ve denetlenmesi sağlanmalıdır.
PANELDER - Yalıtımlı Panel Üreticileri Derneği: Sağlıksız kentleşme ve kaçak yapılaşmaya dur diyebilmek, güvenli yapılar üreterek depremle yaşamayı öğrenebilmek, depreme karşı önlem almamanın cinayet olduğunu hatırlatmak ve yaşanabilir kentleri birlikte yaratabilmek için inşaat sektöründeki tüm STK’lar el ele vermelidir. Deprem bölgesinde yer alan ülkemizde, çatı ve cephelerde Derneğimizin temsil ettiği iki tarafı sac kaplı, hafif sandviç panel malzemelerin kullanımı teknik olarak mümkün olan yerlerde yaygınlaştırılmalıdır.
POMSAD - Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği: Su ve atık su tesisleri, yer üstü ve yer altı boru hatları, pompa istasyonları, tanklar, rezervuarlar, depolama ve arıtma tesislerinden oluşan geniş ağ özellikle depremlerde hassastır. Su sektörü, deprem hasarına ve hizmet kesintilerine karşı “en savunmasız kamu hizmetidir”. Bu sebeple, konu ile ilgili acil halk sağlığı ve yangınla mücadele planı hazırlanarak gerekli tedbirler alınmalıdır. Su ve kanalizasyon hizmetlerini sunan idareler, su ve atık su sistemlerinin “omurgası” olan boru hattı sistemlerini, üzerinde bulunan pompa ve vana tesislerini, depremin etkilerine karşı güçlendirmelidir.
TİMDER - Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği: Mevcut durumda ülkemizdeki 6,7 milyon yapı riskli statüsünde bulunmaktadır ve bunlardan 1,5 milyonunun acilen dönüştürülmesi gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde ilk tercihlerden biri olan güçlendirme çalışmaları ülkemizde uzun yıllar boyunca kentsel dönüşümün gölgesinde kalmış oldu. Yıkıp yeniden yapmaya kıyasla yüzde 50 daha az maliyetli olan güçlendirme çalışmaları, güçlendirmeye uygun binalarda olası bir depremi en az hasarla atlatabilmemizi sağlayacaktır.
Gökçen Parlar Ünal
Genel Yayın Yönetmeni
gokcenparlar@dogayayin.com