Güneşle Soğutma

Geleneksel soğutma sistemleri, genellikle elektrikle çalışıyor. Bunun pek çok dezavantajı var: primer enerji tüketimini artırıyor, bu ise çok yüksek bir maliyet getiriyor. Ayrıca bu sistemlerin çoğu, çevreye zararlı etkileri bulunan soğutucu akışkanlar kullanıyor. Bu dezavantajlara karşı neler yapılıyor? Enerji verimliliği düşük olmayan yeni soğutucu akışkanlar üzerinde çalışılıyor ve alternatif enerji kullanan sistemler geliştiriliyor.
Bu süreçte devreye güneş enerjisi giriyor. Güneş, artık yapıların hem ısıtılmasında hem de soğutulmasında kullanılıyor. Soğutma ihtiyacının en yüksek olduğunda, güneş de en etkin olduğu döneminde. Yani soğutma ihtiyacını karşılayacak en iyi performansı gösterebilir. Üstelik güneş enerjisiyle soğutma sistemleri su, tuzlu su veya benzeri zararsız akışkanlarla çalışır, bu yönüyle de çevre dostudur. Soğutulmuş su kullanan sistemlerde primer enerjiden % 40-60 arasında, muazzam bir tasarruf söz konusudur. Bu, elektrik şebekesindeki -özellikle çok sıcak günlerdeki- büyük yükü de azaltır. Güneş enerjili ısıtma ve soğutma sistemini atık ısıyı değerlendirebilecek bir sistemle entegre edebilirsek olabildiğince çevre dostu ve ekonomik bir yapı kurmuş oluruz.
Her ne kadar güneş enerjisiyle soğutmanın büyük bir potansiyeli varsa da şimdilik yüksek yatırım maliyetleri önemli bir engel teşkil ediyor. Geleneksel soğutma sistemleri ile karşılaştıracak olursak, ilk yatırımda aşağı yukarı 2-2.5 kat daha yüksek, ayrıca güneş enerjisi ile soğutma sistemlerinin yıllık işletim giderleri de hala geleneksel sistemlere kıyasla 1.2-1.5 kat daha fazla. fiimdiye kadar, güneş enerjili büyük hacimli soğutma sistemleri başarıyla çalıştı; ancak, evsel kullanımlı küçük sistemler hala geliştirilme sürecinde. Hali hazırda Avrupa’da işletmede bulunan 120 büyük hacimli sistem var.
Güneş enerjisi ile soğutmanın sahip olduğu büyük potansiyelin hayata geçirilmesi için sadece maliyetlerinin kabul edilebilir seviyelere inebilmesi bekleniyor.