Enerji Verimliliği ve yalıtım, 2016’da da sahnede…
Mutlu yıllar! Yepyeni zamlarla gelen yepyeni yılımız 2016, hepimize kutlu olsun… Haber bültenlerinde son günlerde elektrik faturasını görünce şoke olmuş vatandaşların isyanını dinliyoruz. Her geçen gün ‘daha da derinlere’ doğru saklanan kayıp kaçak bedellerinin faturalarımızdaki artışa etkisi nedir bilinmez ama hal böyle olunca enerji verimliliği tekrar “top 10” listesinin bir numarasına tırmandı.
Enerji verimliliğinin, Türkiye’nin geleceği için stratejik öneme sahip bir konu olduğu, artık hepimizce malum. Peki sadece cihazların verimliliği yeterli oluyor mu?Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Gelişmiş ülkeler uzun yıllar önce başlayan yalıtım seferberliği ile epey yol aldı. Şimdi hamle sırası bizde, bu farkı kapatmalıyız. Binalarda tüketilen enerjinin israf edilmemesi için 2018 yılına kadar 5 milyon konutun ısı yalıtımı yapılmalı. Böylece Türkiye’nin cari açığı, yalıtım ile 10 milyar dolar azaltılabilir” diyor. Enerji verimliliği Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan Küçükoğlu ifadelerine şunları ekliyor: “Enerji verimliliğinde AB normlarına ulaşmak, Türkiye’nin hayati hamlesi olacaktır. Özellikle ekonomik ve sosyal hedeflerimiz için enerji verimliliği konusunda gerekli adımları atmak bizim öncelikli sorumluluk ve zorunluluğumuzdur. Türkiye’de, sadece 2014 yılında yapılan 65 milyon metrekare mantolamadan 700 bin hane yararlandı ve hane halkı enerji harcaması 650 milyon TL azalırken, 1,2 milyon ton karbondioksit eşdeğeri sera gazında da azalma (Bolu Ormanları’nın yüzde 90’ının bir yılda soğurduğu karbondioksit karşılığı) sağlandı. Ayrıca tüm bu mantolama çalışmaları ile sektör 900 milyon TL ciroya ulaşırken, 500 milyon metreküp (yaklaşık 500 milyon TL) daha az enerji ithalatı gerçekleşti.”
7. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’nda konuşan Türk Tesisat Mühendisleri Derneği (TTMD) Başkanı Sarven Çilingiroğlu ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Konutlardaki en önemli tüketim özellikle yalıtım zaaflarından kaynaklanmakta ve konutlarda özellikle kullanılacak ısıtma cihazları ve yalıtım konusunda devlet destekleri sağlanmalı, cihaz verimlerinde alt limitler oluşturulup takibi yapılmalıdır. Bu tür düzenlemeler konutlarda enerji verimliliğini artıracaktır. Ayrıca Yönetmeliklerde, konutlarda kullanımı zorunlu hale gelen termostatik vana ve pay ölçer kullanımının uygulanması takip edilmelidir. Diğer bir husus da konutlarda güneş enerjisiyle ısıtma, sıcak su elde edilmesi gibi yenilebilir enerji kaynaklarının bina sistemleri ile bütünleşik kullanılması teşvik edilmelidir. Kentsel dönüşüm çerçevesinde bugüne kadar yapılan uygulamalar, binaların statik açıdan yani yapısal olarak iyileştirilmesidir. Konuyu fırsat bilip kentsel dönüşümde enerji verimliliği de göz önünde bulundurup bölgesel ısıtma ve soğutma konusu da ele alınmalıdır. Binalarda kullanılan ısıtma, soğutma cihazlarının verimlilik kriterleri ortaya konmalı. Bu tür binalarda kullanılacak klima santralleri, fan-coiller vb. terminal ünitelerinde sertifika aranmalı, bunlara ait enerji sınıflarının minimumları belirlenmelidir. Binalarda taze hava miktarlarını artırarak iç hava kalitesinde istenen seviyelere ulaşabiliyoruz. Bu da dış havanın daha fazla ısıtılıp soğutulması anlamına geliyor. Taze hava miktarlarını azaltmak için bina içindeki kirletici kaynakların azaltılması gerekir. Bununla ilgili yurtdışı uygulamalarında duvar boyalarından, mobilya cilalarına kadar sertifikasyon sistemi getirilmiştir. İç ortamda hava kirleticileri azaltıldığı zaman daha az taze hava ihtiyacı doğacaktır ki bu da daha az enerji harcaması anlamına gelmektedir. 2023 ve sonrası hedeflere erişim göz önünde bulundurulursa, sıfıra yakın enerjili binalara erişim ve bunun için geliştirilecek çerçeve mevzuat hızla uygulamaya sokulmalı, BEP çerçevesinde yeni binalarda sağlanması gereken en az C sınıfı, A sınıfına (A+, A++) çekilmeli, mevcut binaların tadilatında da en az B sınıfı şartı sağlanması değerlendirilmelidir. Binalar için Yeşil Sertifikaların geliştirilmesi konusunda ülkemize özgü “Yeşil Bina Standardı” hazırlanmalı, bu programda ülkemiz gerçekleri dikkate alınarak, binanın enerji etkinliği ve inşa aşamasındaki kaynak verimliliği ön plana çıkarılmalıdır. Yapısal önlemlerle (yalıtım gibi) binalarda verimli ısıtma ve soğutmada enerji ihtiyacı azalacağı gibi, Güneş enerjisiyle ısıtma ve soğutma, binalarda bütünleşik uygulamaları, bölgesel ısıtma ve soğutma desteği de ülkemiz imkanları çerçevesinde ele alınmalıdır. Özellikle ithal doğalgaza dayalı termik santraller konusundaki ülkemiz enerji politikası gerek dışa bağımlılık, gerekse sürdürülebilirlik açısından gözden geçirilmeli, yerli ve tükenmez enerji kaynak potansiyelimiz olan 500 GW güneş, 87 GW rüzgâr, 2 GW jeotermal enerji kaynakları hızla her alanda değerlendirilmelidir”.