Header Reklam
Header Reklam

Dünyanın su kaynakları tükeniyor…

22 Aralık 2021 Dergi: Aralık-2021
Dünyanın su kaynakları tükeniyor…

Küresel iklim krizinin yıkıcı çıktılarından biri de su krizi. Elbette su krizinin faturasını sadece iklim değişikliğine kesmek yanlış olur. Hatalı, hatta “vahşi” sayılabilecek su tüketimi ile insanoğlunun günümüz su krizinde etkisi çok büyük; iklim krizinde olduğu gibi… Dünyada içilebilir su kaynakları kısıtlı. Her geçen gün de azalıyor. Küresel su kaynaklarının yönetiminin dengesiz ve yetersiz olduğu uyarısında bulunan Birleşmiş Milletler, ivedilikle eylem planı hazırlamaları için hükümetlere çağrıda bulundu. BM'ye bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ), kriz daha da derinleşmeden yönetimlere acil uyarı sistemlerinin finansmanı ve daha etkili koordinasyona dair reformları bir an önce hayata geçirmeyi salık verdi. Konuya ilişkin yayınlanan raporda, iklim değişikliğinin sel ve kuraklık gibi suyla bağlantılı afetleri artıracağına, çoğalan nüfus ve kıtlık nedeniyle su krizinden etkilenenlerin sayısının da yükseleceğine vurgu yapıldı. Raporda su kıtlığının en fazla görüldüğü ve en çok risk altındaki bölgeler arasında Türkiye'nin batı ve güney kesimleri de yer aldı.

Rapora göre:  

  • 2018 verilerine göre 3,6 milyar insan her yıl en az 1 ay suya erişemiyor, bu oranın 2050'de 5 milyarın üzerine çıkacağı öngörülüyor.
  • 2,3 milyar insan su sorununun görüldüğü, bunlardan 733 milyonu krizin ciddi ve kritik boyutlarda olduğu bölgelerde yaşıyor.
  • Dünyadaki kullanılabilir temiz suyun oranı sadece yüzde 0,5.
  • 2030'a kadar su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi hususunda 107 ülke halen geriden geliyor.
  • 2000'den bu yana sel bağlantılı afetler 20 yıl öncesine oranla yüzde 134, kuraklık sayısı ve süreleri ise yüzde 29 oranında arttı.

Rapor özetle gereken tedbirler acilen alınmazsa bir felaketin eşiğinde durduğumuz gerçeğini gözler önüne seriyor. 

Yatırımcıların, su ve enerji tasarrufu sağlayabilecekleri sistem ve ürünler konusunda bakış açılarını değiştirmeleri, bu sistem ve ürünleri ‘yatırım maliyetini artıran unsurlar’ olarak görmemeleri gerekli. Devletin de bu konularda gereken tedbirleri alması, hatta yeni inşa edilen yapılarda bu ürünlerinin kullanımını zorunlu kılması, mevcut yapılarda ise bu sistem ve ürünlere geçişi teşvik etmesi çok daha hızlı sonuçların alınmasını sağlayabilir.

Yağmur suyu toplama sistemlerinin kurulması, enerjinin yenilenebilir kaynaklardan temininin sağlanması, su tasarrufu sağlayan bataryalar, aparatlar, fotoselli ürünler gibi birtakım ürünlerin kullanımının (desteklenerek) yaygınlaştırılması, özellikle tarımda tasarruflu sulama sistemlerinin kullanılması, bireylerin farkındalığını artıracak çalışmalara hız verilmesi de olumlu sonuç alınabilecek diğer maddeler. İçinde bulunduğumuz dönemde bu tür teşvikler, pazarda bu ürünler ile ilgili bir hareketlilik de sağlayacaktır. 

Bütün bunlar kolay değil evet, ama yapılmazsa ne olur? Suyun tükenmesi ya da su kıtlığı, beraberinde hastalıkları, göçleri, ölümleri de getirir. Bu sonuçları yaşayan çok sayıda ülke-bölge var dünyada. Sevdiğim bir reklamın sloganıydı: “Su hayattır”. Hayatımıza sahip çıkmamız için yarını beklemeden, hemen şimdi alabileceğimiz her tedbiri ivedilikle almalıyız. 

Hepinize mutlu ve sağlıklı yıllar diliyoruz… 

Gökçen Parlar Ünal
gokcenparlar@dogayayin.com



Slider Altına