Bu yazın en popüler şarkısı: 'CFC..HFCF..HFC..'
Soğutma sistemleri, teknolojinin insanlığa sunduğu en önemli imkânlardan biridir. Önceleri sadece yiyecek ve içeceklerin korunması amacını taşıyan soğutma sistemleri, günümüzde iklimlendirme uygulamalarının da vazgeçilmez bir parçası halini almıştır.
Soğutma işleminin geçmişi çok eski zamanlara dayanıyor. İlk zamanlar buz depolama yöntemi ve çok basit buharlaştırma yöntemleri ile soğutma yapılıyordu. On dokuzuncu yüzyılın ilk zamanlarında Oliver Evans tarafından çeşitli akışkanların kapalı çevrimlerde kullanılabileceği ileri sürüldü. Evans bahsi geçen uygulamada vakumlu ortamda eteri buharlaştırmış, daha sonra buhar halindeki eteri yoğuşturup tekrar kullanılmak üzere su soğutuculu bir ısı değiştiricisine göndererek günümüz soğutma işlemlerinin temelini atmış. Diğer soğutucu akışkanlar ise Perkins tarafından buhar sıkıştırma makinesinin geliştirilmesine bağlı olarak 1830'da ortaya çıkmış. Perkins tarafından yapılan makinede soğutucu akışkan olarak sülfürik eter kullanılmış. Böylece soğutma sistemleri arasında en yaygın olarak kullanılan buhar sıkıştırmalı soğutma sistemleri tarihteki yerini almış.
Soğutma sistemlerinde kullanılan akışkanlar da soğutma teknolojisine paralel olarak gelişim gösteriyor. Özellikle kullanılan akışkanların çevreye ve ozon tabakasına verdiği zararlar, soğutucu akışkanların sürekli geliştirilmesini gerekli kılıyor. Günümüzde, soğutkanların korozif etkiye sahip olmaması ve sistemde kullanılan diğer akışkanlar ile kimyasal etkileşime girmemesi, zehirli olmaması, yanıcı-patlayıcı olmaması, gerekli termodinamik özelliklere haiz olması ve çevreye zararlı etkilerinin olmaması gibi özellikleri taşıması şart koşuluyor. Bu nedenle soğutucu akışkanlar sektöründe sürekli olarak bir gelişme ve alternatif üretme durumu yaşanıyor.
Küresel ısınma etkileri göz önüne alındığında ısıtma ve soğutma sistemlerinde en çok kullanılan soğutucu akışkanlardan R-12'nin yerine alternatif olarak R-134a, R401A, R-401B, R-409A akışkanları gösterilirken, bunlardan R-134a ve R-401A'nın yerine R-502 gösterilmiştir. Süregelen araştırmalar sonucunda, son yıllarda R-22'nin yerine alternatif olarak R-407C, 410A, R-404 A, R-507 akışkanların önerilmiş, R-13 akışkanının yerine de R-508B akışkanının alternatif akışkan olarak kullanılmasının küresel iklim değişikliği önlemek veya bu süreçleri geciktirmek için uygun olacağı gösterilmiştir. Şimdi, tüm dünyada, ozon tabakasına ve çevreye verdiği zararların minimize edildiği soğutkanları içeren cihaz ve sistemlerin kullanımı zorunlu tutuluyor, eski cihazların kullanımının durdurulması için belli süreler veriliyor. Mesela R-22, pazardaki varlığının son demlerini yaşıyor.
Konfor talepleri, insanoğlunun bencilliği ile paralel bir artış gösteriyor.. Ne kadar çoksa o kadar iyi!.. Belki de bu gidişe "dur" diyebilen tek otorite, yine doğanın kendisi.. Dünya alarm veriyor, insanlar düşünmeye başlıyor, çözüm üretiyor. Ozon tabakası delindikten sonra, bilim adamları aynı şarkıyı koro halinde söylemeye başlıyor: "CFC..HFCF..HFC.."
Hep sonradan da olsa, bir zaman, aklımız başımıza geliyor. Neticede gidebileceğimiz başka bir dünya yok...
Gökçen PARLAR
Yazı İşleri Müdürü
gokcenparlar@dogayayin.com