HVAC biofilminin mikrobiyolojisi
Antibiyotik dirençli süpermikrop CPRK (Carbapenem-resistant Klesbsiella Pneumoniae)?nin ABD?deki hastanelerdeki son salgını, hastaneden edinilen enfeksiyonlarla (HEE) alakalı olarak hasta popülasyonunu alarm durumuna geçirmiştir. Bu son salgını gelecek yıl başlayacak ve hastanelerin, hastaneden edinilen enfeksiyonları halka açıklamasını gerektiren durumla birleştirirseniz, ortaya büyük bir problem çıkacaktır. Hem de görmezden gelinemeyen cinsten. Sadece halkın güvenlik sebepleri (Centers for Disease Control (CDC) yaklaşık 100.000?e yakın Amerikalının hastaneden edinilen enfeksiyondan öldüğünü tahmin etmektedir) değil aynı zamanda finansal sebepler yüzünden. Güvenli Hasta Projesi Tüketici Birliği Yöneticisi Lisa McGiffert?a göre, ?Yeni sağlık reform yasası, müşterileri her hastanenin hasta güvenlik kayıtlarıyla alakalı bilgilerle bilinçlendirerek ve acı-ölümlerin önlenmesi için hastanelere teşvik amacıyla verilen yüklü federal sağlık harcamalarına koz sağlayarak, hayatları ve dolarları koruyacaktır.? İnsanları sağlıklı tutmak her zaman hastanelerin ahlaki zorunluluğu olmuştur. Günümüzde hasta korkusuna bağlı olarak gelirler düşmektedir. Sağlık sigortaları hastaneden bulaşan enfeksiyonların faturalarını ödemese de bütün hastaneler ?Hastaların, binamızda ve gözetimimiz altında daha fazla hasta olmalarını önlemek için neler yapabiliriz?? sorusuna cevap aramaktadır. Bu sorunun doğru yanıtlanabilmesi için gereken hamlelerden biri; tesis çalışanları ve enfeksiyon kontrol personelinin arasında daha güçlü bir iletişim geliştirmektir. Özellikle ısıtma, hava şartlandırma ve havalandırma sistemlerinden sorumlu insanlarla... Bunlar genellikle HVAC sistemlerinde neler olduğunu gören insanlardır. Hastaneden bulaşan enfeksiyon tehditlerinin üçte birinin havada süzülen mikroorganizmalardan oluştuğu göz önüne alınırsa, bu tesis mühendisleri, defansın ilk hattıdır. Hatta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de birçok enfeksiyonun hava ile geçtiği fikrinde mutabıktır ve ?Bazı nozokomyal enfeksiyonlar havada taşınan mikroorganizmalara bağlıdır? açıklamasını yapmıştır. HVAC sistemi biofilm büyümesi ve ayrışması kaynağı olarak bilindiği için, bu sistemin bakımı hastane yetkilileri için öncelikli olmalıdır. Aslında, Dünya Sağlık Örgütü açıkça belirtmektedir ki, ?Legionella pneumophila, legionellosis?ten (lejyoner hastalığı; pontiak ateşi) sorumlu organizma, hava şartlandırma sisteminin soğutma kulelerinden gelen su damlacıklarının buharlaşması esnasında havada gezinebilir bir hale gelir ve akabinde enfeksiyon riskinde olan hasta tarafından nefesle alınabilir?. Sağlık Planlama Merkezi?nin yaptığı çalışmada bahsedilen durum, Methicillin dirençli Staphylococcus aureus veya MRSA?nın hastane havalandırma sistemindeki salgınını izlemiştir. Peki HVAC sisteminde neler olmaktadır? Hava şartlandırma serpantinleri sayısız mikroorganizmanın toplanma ve çoğalma kaynaklarıdır. Öncelikle kolonilerin serpantin kanatlarına yapışmasına izin veren biofilmleri oluşturan ve organizmayı biyosit aktivitesinden korumaya yardımcı olan küf ve bakterilerdir. Biofilm ayrıca hastanenin mikroorganizmaları yok etmek için kullandığı kimyasallara karşı da koruma sağlar.
Biofilmler, geçici organik bileşik (VOCs) olarak bilinen metabolizmanın çıkardığı ürünlerdir. Biofilmler çalışanları ve hastaları göz sulanması ve baş ağrısı gibi sıkıntılardan, şiddetli alerji ve astıma kadar bir aralıkta etkilerler ve bu biofilmler içinde, HVAC sistemlerinin boşaltma tavaları ve serpantinleri üstünde büyüdüğü belirlenen, fırsatçı organizmalar olarak bilinen enfeksiyonlara sebep olan bazı organizmalar bulunmaktadır. Pseudomonas aeruginosa yaygın olarak ıslak boşaltma tavalarında ve serpantilerde bulunur ve üst solunum yolları enfeksiyonlarının sebebi olarak bilinir. Bu biofilm tesis mühendisleri tarafından çıplak gözle kolaylıkla görülebilir. Bununla birlikte, birçok tesis mühendisi biofimlerin hastane içinde yıkıcı etkilerinden bihaberdir. Bu nedenle enfeksiyon kontrol ile hastane çalışanlarının karşılıkla iletişime geçilmesi istenmektedir. Bu durum, sadece bu ciddi problemin farkındalık seviyesini artırmaz, aynı zamanda bunun için bir şeyler yapılmasını da sağlar ve kesinlikle yapılabilecek şeyler vardır: UVC ışıklarının HVAC sistemlerine monte edilmesi gibi. C dalgaboyundaki UV ışınları mikroorganizmanın DNA?sını hedef alır, hücrelerini parçalar veya çoğalmasını imkansız hale getirir. Soğutma serpantinine veya boşaltma tavasına yönlendirilen UVC enerjisi buralarda büyüyen yüzey biofilmini yok eder. Sadece bu da değil, UVC ışığı virüsler ve bakterilerinde dahil olduğu, kaynaktan hava şartlandırıcısıyla hastane içine yayılan mikroorganizmalara saldırır. Serpantine monte edilen UVC ışığının sistemden her geçişinde birçok mikroorganizmayı öldürdüğü görülmüştür.
Biyolojik savaş
Çevre Koruma Birimi (EPA)?nın biyolojik savaşın bir durumu olarak UVC ışığının patojenlerin yok edilmesindeki tesiri üstüne yürüttüğü testlerde UVC ışığının çok güçlü olduğu görülmüştür. Terörizmin potansiyel yöntemlerinden birinin, kasıtlı olarak biyolojik savaş faktörlerinin (BWAs) hedef binadaki ısıtma, havalandırma ve HVAC sistemlerine konulması olduğunu yurtiçi güvenlik ortaya çıkarmıştır. Birkaç farklı UVC cihazı HVAC sistemleri içine monte edilip test yapılmıştır. Test biyolojik savaş faktörlerini temsilen üç mikroorganizma, iki bakteri (biri spor formunda ve diğeri vejetatif) ve bir virüs ile yapılmıştır. Test mikroorganizmaları, monte edilen cihazdan kanalın içine akışa ters yönde ve kanaldan havanın aktığı yönde katılmıştır. Tamamı UVC?ye maruz kalmıştır. Bütün UVC cihazları vejetatif bakterileri pasif hale getirmede % 99?dan fazla oranda verimlidir ve bu cihazlarda üç tanesi, üç mikroorganizmanın da pasif hale getirilmesinde % 93?ten fazla oranda verimlidir. Hangi UVC cihazının monte edileceğine karar verirken, ilk olarak gerekli uygulamayla birlikte çeşitli sistemlerin tesirlerini belirlemek için bağımsız verilerin araştırılması gereklidir. Bazı UVC cihazları diğerlerinden daha tesirliyken, bu cihazlar oldukça pahalı olabilir. UVC cihazlarının hastanelerde kullanılmasının bazı belirgin sonuçları vardır. Buffalo?nun Anne ve Çocuk Hastanesi?ndeki yeni doğan ünitesine UVC cihazlarının monte edilmesinden sonra, havalandırmaya bağlı zatürre (VAP), antimikrobiyal kullanımı ve antimikrobiyal direncin azaldığına tanıklık edilmiştir. Philadelphia?daki Lower Bucks hastanesinde yapılan UVC montajı ile VAP?de % 50 azalma olduğu rapor edilmiştir. Orlando?daki Florida Hastanesi?nde nosokomial enfeksiyonların % 40 oranında azaldığına tanıklık edilmiştir. Sevindirici bir not: Lehigh Valley Hastanesi tüp bebek kliniğinde UVC monte edildiğinde, klinik gebeliğinin % 50 oranında arttığı gözlenmiştir. Hastane kaynaklı enfeksiyonu yüksek oranda azaltan ve hastane gelirlerini sonuç olarak artıran UVC korumasını hastanelerin HVAC sistemlerinde kullanmaması, hayret vericidir. Bununla birlikte, birçok hastane yöneticisi tesislerini UVC ışığıyla güçlendirmenin çok maliyetli olduğunu düşünmektedir. Aksine, sonuçlar göstermektedir ki, UVC ışıkları sadece iç ortam hava kalitesini artırmamakta, ayrıca sonuçta hastanenin enerji verimliliğini, su korunumunu geliştirmekte ve en önemlisi, hastane kaynaklı enfeksiyonlara bağlı tıbbi maliyetleri düşürmektedir.
Hayatın korunması, enerjinin korunması
Hastanelerdeki HVAC sistemleri toplam tüketilen enerjinin % 60?a yakınını kullanmaktadır. Kirli serpantinler yaklaşık % 30 daha fazla enerji harcatır. Bu serpantinleri temiz tutmanın yolu UVC ışıklarıdır. En son teknolojiyle tasarlanan Muskogee Community Hastanesi baş mühendisi, ?UVC önemli bir avantaj sunmaktadır: Serpantinlerin ve boşaltma tavalarınının yüzeylerini biofilm oluşumundan temizler, maliyetli olan elle yapılan temizliği azaltır ya da tamamen gereksiz hale getirir ve ekipmanları yeni gibi tutar. Böylece ekipmanlar daha verimli çalışır. Sonuç olarak, UVC enerjiyi korur ve bakım masraflarını azaltır? diyor. Florida Hastanesi?nin UVC ışığını montajından sonra yıllık enerji kazanımının 237.500 dolar olduğunu belirten raporu UVC ışığının kullanımının nedenidir ve McAllen Texas?daki Rio Grande Hastanesi?nin 500.000 dolar maliyet azalması raporu UVC ışığına bağlıdır. Sonuç olarak: UVC monte etmek için bir şey ödemiyorsunuz. Umarım, bu bilgi UVC için ihtiyaçları uyaracaktır; özellikle hastane şartlarında. Şimdi UVC uygulamalarında nelerin umulacağını konuşalım:
Cihazın çıktıları: Ticari HVAC uygulamaları için satılan cihazlar iki temel kategoriye ayrılır ? yeni nesil, 90?larda piyasaya çıkan ve konvansiyonel olarak kullanılan yüksek güçlü lambalar, HVAC kullanımı için tasarlanmamış eski tip UVC lambalar. Bu cihazların mikrop öldürücü çıktıları geniş bir aralıkta değişecektir, özellikle HVAC çalışma şartlarına maruz kaldıkları zaman. Optimum performans için cihaz, bir metre uzaklıktan, dakikada 400 feet hızla akan havada ve 50°F sıcaklık durumunda, camın her lineer inçi için dokuz mikrowatt çıkış sağlayabilecek şekilde üretilmelidir. Bu bilgi kritiktir, çünkü UVC çıkışı zamanla azalır, 9000 çalışma saatinden sonra yarı ömrüne ulaşır veya 24/7 çalışarak bir yılı biraz aşar. Başlamak için yeterince yüksek çıkış gereklidir, yeterli çıkış cihazın servisi boyunca bakımı yapılarak sağlanır, diğer türlü etkili bir mikrobial kontrol elde edilemez.
Cihazın HVAC şartlarında test edildiğinden emin olun: Bazı cihazlar ılık hareketli hava şartlarında test edilmektedir. Mikrop öldürücü çıkış özellikle HVAC çalışma şartlarında geniş bir aralıkta çeşitlilik gösterir. Optimum performans için bir metre uzaklıktan, dakikada 400 feet hızla akan havada ve 50°F sıcaklık durumunda, camın her lineer inçi için dokuz mikrowatt çıkış sağlayabilecek cihazlar kullanın.
UVC ışıklarını doğru yerlere monte edin: En etkili mikrop kontrolü için, UVC cihazları soğutma serpantininden akış yönünde ve boşaltma tavasının üstüne monte edilmelidir. Bu bölgeler kanal içerisindeki UVC montajından daha etkili bir kontrol sağlarlar, çünkü UVC ışığı kirleticilere kaynakta hücum ederek aynı anda hem yüzeyleri hem de havada sürüklenen mikropları temizlemektedir.
Işığı Görün
